ويكيبيديا

    "bakıyorlar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يحدقون
        
    • يبحثون
        
    • يعتنون
        
    • يحدّقون
        
    • يهتمون
        
    • ينظرون
        
    • ينظران
        
    • ينظرن
        
    • يحدق
        
    • يراقبون
        
    • يَنْظرونَ
        
    • سينظرون
        
    • ينظروا
        
    • يفحصون
        
    • يتفقدون
        
    Gözlerini bana dikmiş bakıyorlar. Durmalarını söyledim ama dinlemiyorlar. Open Subtitles إنهم يحدقون بي، قلت لهم ان يتوقفوا، لكنهم لم يتوقفوا
    Baba, neden şuradaki 4 adam da sana tip tip bakıyorlar? Open Subtitles أبي ، لمَ هؤلاء الرجال الأربعه يحدقون إليك ؟
    Çok uzun zamandır dışarıya bakıyorlar, fakat aradıkları şey tam da burada, burunlarının dibinde, içlerinde. TED لقد نظروا إلى الخارج لوقت طويل و ما يبحثون عنه كان دائماً في متناول أيديهم ، في دواخلهم.
    Gençler enerji teknolojisi ve nükleer füzyona bakıyorlar. TED أنهم يبحثون في تكنولوجيا الطاقة والانصهار النووي.
    Ona bakıyorlar, yeni araba alıyor ya da tedavi masraflarını ödüyorlar. Open Subtitles يعتنون بها سيارة جديدة او حتى يدفعون نفقاتها الطبية
    Onları tanımıyorum ama bakıyorlar bana onların Tanrısıymışım gibi bakıyorlar! Open Subtitles لستُ أدري مَن أولئك ومع ذلك يحدّقون بي وكأنني إلههم!
    Küçük düşürülmelerine rağmen, kültürümüzün bu mesleğe saygı göstermemesine rağmen, onlar yine de yanımızdalar ve bize bakıyorlar. TED في مواجهة الإهانات واخفاقنا لاحترام وتقدير هذا العمل في ثقافتنا، لا زالوا يظهرن جليًا، لا زالوا يهتمون.
    İnsanların çoğu bana takviyeli iç çamaşırı giymiş bir ucube gibi bakıyorlar. Open Subtitles معظم الناس يحدقون بي كأني مسخٌ من نوعِ ما ذي الملابس الداخلية المُسلحةٍ
    Kötü kötü bakıyorlar. Kapatıyorum. Open Subtitles أوه، والنظرة التي يحدقون تجاهي بها، عليّ الذهاب
    Ve aksanım yüzünden onlar bana bakıyorlar ama cüzdanımın kartondan sahte kredi kartlarıyla dolu olduğunu eninde sonunda fark ediyorlar. Open Subtitles واللهجة تجعلهم يحدقون في ولكنهم في النهاية يدركون أن بطاقاتي الأئتمانية مصنوعة من الورق وهم موجودين مع محفظتي
    Onlar neye bakıyorlar? Belki bizde bakmalıyız. TED عم يبحثون هم؟ ربما نحن أيضا يجب علينا أن نبحث عنه.
    Ve bütün evlere bakıyorlar çünkü kimde olduğunu bilmiyorlar. Open Subtitles أنهم يبحثون فى كل منزل لأنهم لا يعرفون من الذى يملكه
    - Heryere bakıyorlar. - Neyi arıyorlar? Open Subtitles ـ لقد بحثوا في كل مكان ـ يبحثون عن ماذا ؟
    Beraber çalışıyorlar ve birbirlerinin yavrularına bakıyorlar. Open Subtitles يعملونمعاً، يعتنون ببعضهم البعض.
    İnsanlar anlaşmazlıkları ne olursa olsun birbirlerine bakıyorlar. Open Subtitles يعتنون ببعضهم البعض مهما كانت خلافاتهم
    Masmavi gökyüzünü ve insan kalabılığını hayal edin, her yerde TV kameraları var, çocuklar başını yukarı çevirmiş, geleceklerini değiştirecek bir şeye bakıyorlar. TED تخيلوا يومًا تكون فيه السماء صافية مع وجود حشود من الناس، وكاميرات القنوات التلفزيونية، والأطفال يحدّقون عاليًا في السماء تجاه شيء سوف يغيّر شكل مستقبلهم.
    Bana iyi bakıyorlar hanımefendi. Sormanız büyük incelik. Open Subtitles . إنهم يهتمون بي جيداً يا سيدتي إنه كرم منك أن تسألي
    Herkesin oturma salonlarındalar, insanlar onları izlerken kameradan herkesin gözünün içine bakıyorlar. Open Subtitles إنهم بغرفة معيشة الجميع، ينظرون عبر الكاميرا في أعين الناس الذين يشاهدونهم.
    Üniformasız bir erkek hiçbir şeye benzemez! Buraya bakıyorlar. Open Subtitles ـ فالرجل لايساوى شيئا بدون ملابس عسكرية ـ أنهم ينظران نحونا
    Aileleri onlara ihanet ettiğinde, dönüp bize bakıyorlar ve biz onları anlamadığımızda, onları kaybetmiş oluyoruz. TED فعندما تخونهم أسرهم، فإنهن ينظرن إلينا، وعندما لا نفهمهن، فإننا نخسرهن.
    Ve bu daha büyük merkezlerde, binlerce ve binlerce gözün bakabildiği yerlerde, görebildiğiniz gibi insanlar kendilerinden öncekilerin onlardan öncekilerin bakışına bakar iken bıraktıkları bakışlara bakıyorlar. TED وهذا موجود في المنشآت الكبيرة حيث هناك الآلاف والآلاف من العيون التي يمكن للناس أن يحدق في ، كما ترى من الذي يرى في الناس ينظرون على الناس الذين يبحثون قبلهم.
    Yüzbaşı Evans'ın kredi kartı harcamalarına bakıyorlar. Open Subtitles يراقبون إنفاقات البنكية للملازم إيفانز
    Oh, oh,has..tir, bana bakıyorlar. Open Subtitles أوه، أوه، فضلات، هم يَنْظرونَ لي.
    Bana öyle bakıyorlar ki, onlara asla... Open Subtitles الطريقة التي سينظرون لي بها أنا لن أستطيع
    Aslında göğsüne büyük bir yemek artığı düşürmüşsün ve ona bakıyorlar. Open Subtitles في الواقع انهم ينظروا إليكِ بسبب وجود بقعة كبيرة من جبن الكريمة علي نهدكِ
    Henüz bir şey yok. Hâlâ kayıtlara bakıyorlar. Rıza işbirliği yapıyor gibi. Open Subtitles لاشئ بعد ، ولكنهم يفحصون السجلات ، وريز يعاونهم
    Üsten ayrılan araçlara da bakıyorlar. Open Subtitles يتفقدون أيضاً كل سيارة تغادر القاعدة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد