ويكيبيديا

    "bakıyormuş" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ينظر
        
    • يحدق
        
    • يحدّق
        
    • كان يبحث
        
    • هذه الرّقعة ويتأملُّ
        
    • كانت تنظر
        
    Çalışanın dediğine göre de, odayı tutarken epey gerginmiş. Devamlı arkasına bakıyormuş. Open Subtitles وقال الموظف أنّه بدا مُتوتراً عندما نزل في الفندق، وظلّ ينظر خلفه.
    Bu oda beni, sanki bir akvaryumdaymışım ve herkes bana bakıyormuş gibi hissettiriyor. Open Subtitles هذه الغرفة تجعلني أحسّ أنا في حوض سمك، وكلّ شخص الذي ينظر لي.
    Kendinizi bir fare olarak ya da bunun içerisinde uçarak kamerasından bakıyormuş gibi hayal edebilirsiniz. TED إن في وسع الواحد منكم اتن يتصور نفسه فأرة و أنه مسافر فيها ينظر إلى كاميرتها.
    Zıt duyguların ani bir iç fırtınasındayım. Öfke ve aşağılanmanın birleşimiyle terler içinde kalıyorum. Sanki bütün mağaza bana bakıyormuş gibi hissediyorum, TED أتصبب عرقاً ناتجاً عن الغضب والشعور بالإذلال، أشعر بأن كل المتجر يحدق بي، وفي نفس الوقت أشعر بأني خفية.
    - Sürekli Chrissy'ye bakıyormuş. Open Subtitles - انظر إليه, وهو يحدّق فى صورة الفتى الميت -
    Kamata mahallesinde bir yer bakıyormuş, doğru mu? Open Subtitles كان هنا بالأمس قال أنه كان يبحث عن منزل في كاماتا
    Ölmeden hemen önce, öyle görünüyor ki, bu sağlık raporuna bakıyormuş. Open Subtitles ويبدو كما لو أنه ينظر في تقرير طبي قبيل وفاته
    Koşarken arkasına bakıyormuş. Başka biri mi vardı sence? Open Subtitles لقد كان ينظر للخلف وهو يجري هل تظن أنّه كان هناك أحد آخر هنا؟
    Demek ki patladığında bombaya bakıyormuş. Open Subtitles مما يعني أنّه كان ينظر للقنبلة مباشرة عندما إنفجرت
    Dün gece,o genç adam dairesinin camından dışarı bakıyormuş, ve karşıdaki apartmanda hırsızlık yapıldığını görmüş, Open Subtitles الليلة الماضية ، ذلك الشاب كان ينظر من نافذة شقته ولاحظ أن هناك عملية سطو تتم في الشقة المقابلة له عبر الشارع
    Ne olduğunu görebilmek için arkasında bakıyormuş ama arkasındaki her neyse onu kovalamaya devam etmiş. Open Subtitles ظل ينظر خلفه ليرى ما هو ولكن ايا كان ظل يطارده
    Kasıtlı olarak... kameradan uzağa bakıyormuş gibi görünüyor. Open Subtitles يبدو أنه يتعمد أن ينظر بعيداً عن الكاميرا
    Davy, sanki bir mikroskopla ruhuma bakıyormuş gibisin. Open Subtitles ديفي,انه فقط وكأنه ينظر الى روحي عبر المجهر
    Bu evde onunla kalamadım. Bana... Bana bakıyormuş gibi geldi. Open Subtitles لم استطع ان ابقى في المنزل بدا وكأنه ينظر الي باستمرار
    Herkes bana bakıyormuş gibi hissetmesem çok daha iyi olurdu. Open Subtitles سأكون أفضل لو لم أشعر بأن الجميع يحدق في
    Bu taraftan bakınca da sana bakıyormuş gibi değil mi? Open Subtitles اقلبيها هكذا, تصبح كأنه يحدق إليك
    15 yıldır ona mutfak penceresinden bakıyormuş. Open Subtitles كان يحدق إليها من مطبخه منذ 15 عاماً
    Tamam da, herkes bize bakıyormuş gibi geliyor bana. Open Subtitles حسنٌ، أشكر كما لو أن الجميع يحدّق بنا
    Gözümün içine bakıyormuş gibi ama... Open Subtitles وكأنّه يحدّق في وجهي مباشرةً ولكن...
    Sanırım pencereden Phoebe'ye bakıyormuş ve sonra silah atışlarının ışıklarını görünce polise haber vermiş. Open Subtitles خمّن من كان يبحث عن فيبي من تلك النافذة, وثم اتصل بالطوارئ عندا استوعب أنها طلقات نار
    Babam burada durup okyanusa bakıyormuş. Aklından neler geçiyordu merak ediyorum. Open Subtitles أبي كان يقف في هذه الرّقعة ويتأملُّ في المحيط، أتسائل عمّا كان يدور في ذهنه.
    - Demek bu yüzden düğünde bana öyle bakıyormuş. Open Subtitles لا عجب من أنها كانت تنظر لى ساخرة اثناء الزفاف

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد