Son zamanlarda bana, bakarken sanki hoşlanmadığı bir şeyler varmış gibi davranıyor. | Open Subtitles | تحصل معي الأشياء الغريبة مؤخراً. فعندما ينظر إلى يرى شيئاً لا يحبه. |
Hayır, dur. Dinle. Onu başka bir kıza bakarken gördüğünü söyle. | Open Subtitles | كلا، توقـّفي، إنصتي، إخبريه أنـّكِ رأيتيه وهو ينظر إلى فتاة أخرى |
Beni süzen insanlara bakıyordum. Sonra kendimi tavana bakarken buldum. | Open Subtitles | شاهدت الناس تحدق بي ثم عرفت أني كنت أحدق بالسقف |
Ayrıca camdan dışarı bakarken de gözlüğünü takmadığını tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أخمن أيضاً أنها لم تكن تضعهم عندما نظرت من النافذة. |
Bazen onu geç saatlerde, ofisinde o şeye bakarken bulurdum. | Open Subtitles | بعض الأحيان أراه في وقت متأخر في مكتبه يحدق بها |
Tek köprü gerçektir, biz göz göze bakarken benden sana geçen köprü. | TED | الجسر الوحيد هو الحقيقة، يمر عبري وعبرك ونحن ننظر في أعين بعض. |
Bu kadar insan jöle salatama bakarken hiç rahat değilim | Open Subtitles | لا أشعر بالإرتياح لكل هؤلاء الناس هنا ينظرون لسلطة الجيلي |
Kafamı her çevirdiğimde o üniformalılardan birini bize dik dik bakarken görüyorum. | Open Subtitles | انا اخبرك, عندما ادير وجهى عن ذلك الرجل،اجده ينظر اليَّ بعين مقززة |
Kadın parayı alır ve çocukları bakarken parayı iş bulma ajansına verir. | TED | وتسلمها لوكالة التوظيف بينما ينظر الأطفال إليها |
Devamında kişi sahte ele bakarken, aniden iki ele de fırça ile vuruluyor. | TED | ثم كلا اليدين تُخططان بفرشاة طلاء فى نفس الوقت فى حين أن الشخص ينظر إلى اليد المزيفة. |
Yapamam Troy, bu kadar insan bana bakarken olmaz. | Open Subtitles | لا أستطيع القيام بذلك, تروي كل العالم تحدق بي |
Yerdeki kan lekesine bakarken vaka hakkında konuşmak biraz garip. | Open Subtitles | إنه غريب قليلاً أن نناقش الحالة و أنت تحدق |
İçeri girip nasıl pantolonumu alırım diye etrafa bakarken, birden güm! | Open Subtitles | نظرت حولي.. محاولاً إيجاد طريقة للدخول وإحضار سروالي.. وعندها حصل الإنفجار. |
Ama 2.türe bakarken her şeyi hatırladım. | TED | عندما نظرت الى النوع الثاني تذكرت كل شيئ. |
Onu birkaç kez göğüslerime bakarken yakalım ama sorun değil. | Open Subtitles | أعني، أصطاده يحدق بثدييّ بين فترةٍ وأخرى لكن لا بأس |
Ona bakarken birden aklıma ona Noel Baba'yı soruşum geldi. | Open Subtitles | كنت أحدق فيها. لسبب ما,تذكرت سؤاله حول سانتا كلوز. |
Biz başka yönlere bakarken onlar da arabaların önünden çekilirler. | Open Subtitles | تبتعد من أمام سياراتنا، ننظر بالاتجاه الآخر على مخلفات التماثيل. |
Bisiklet arkadaşlarımı resmin sonunda bana biraz endişeyle bakarken görebilirsiniz. | TED | ويمكن ان ترى هنا راكبي الدراجات الهوائية المرافقين لي .. في نهاية هذه الصورة ينظرون إلي بعين مهتمة |
Biliyorum, bazen yüzüne bakarken zamanın nasıl geçtiğini unutuyorum. | Open Subtitles | هل مرّت ساعة ؟ أعرف، أفقد الإحساس بالوقت أحياناً وأنا أحدّق في وجهه |
Bana gözünü dikmiş bakarken uyuyamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع النوم و أنتِ تحدقين بـي |
Otelde mail gelmiş mi diye bakarken Ash' e not bırakmıştım. | Open Subtitles | تركت ملاحظة لآش في الفندق، عندما كنت أراجع البريد. |
Richard Kimble son defa dünyaya bakarken kendi geleceğini düşünüyor ve tek gördüğü şey karanlık. | Open Subtitles | وبينما كان ريتشارد كيمبل ينتظر مصيره وينظر إلى العالم لآخر مرّة ويرى فقط الظلام |
Kalbine bakarken, bir şey göremeden kalbini durdurduk. | Open Subtitles | المرة الوحيدة التي نظرنا داخل قلبها توقفنا قبل أن نتمكن من رؤية شئ |
Fikirler, aklınıza, siz verilere bakarken gelmiyor. | TED | الأفكار التي لم تظهر عندما كنت تحدّق في البيانات تبدأ بالظهور. |
Sen aynaya bakarken,sana ve yansımana aynı anda ateş edeceğim. | Open Subtitles | لدرجة انك عندما تنظر في المرآة فانعكاسك سيطلق عليك النار |
Geçen gün bakarken bu eski resimleri buldum. | Open Subtitles | أنا كنت أنظر حول قبل أيام وأنا حفرت هذه الصور القديمة. |