| Bu şarkıyla bakireliğimi kaybetmiştim. | Open Subtitles | في الحقيقة انا فقدت عذريتي بالقياس الى هذه الأغنية |
| Uzun bir süre önce bakireliğimi kaybettim. Ne oldu, Doğu Avrupa da ailemleydim. | Open Subtitles | فقدت عذريتي في فندق في اوروبا عندما كنت مع عائلتي |
| O gece, Murrysville'den bakireliğimi alan o şerefsiz yanıma gelip bana benim, onunla insan içinde birlikte görünmek istemediği küçük aptal fahişe domuzu olduğumu söylemeye karar vermişti. | Open Subtitles | في تلك الليلة الأحمق من ماريسفيل الذي أخذ عذريتي قرر أن يقف ويقول لي |
| Ya da istersen balığa gideriz sana nasıl bakireliğimi kaybettiğimi anlatırım. | Open Subtitles | أو يمكننا الذهاب لصيد الأسماك وقد أخبرك بالصيف الذي فقدت فيه عذريتي. |
| Sana kendi bakireliğimi değil ama Tammy'ninkini verdim. | Open Subtitles | لم اعطك عذريتي لذا ساعطيك عذرية تامي |
| bakireliğimi kaybettiğimden beri, yapmadan geçirdiğim en uzun süre. | Open Subtitles | أطول مدة رحلت حينما فقدت عذريتي |
| Ilk once bakireliğimi kaybederim, 7 kez boyunca. | Open Subtitles | سأفقد عذريتي أولًا, مرّاتٍ عديدة. |
| Biliyor musun, bakireliğimi bu bankın üstünde kaybettim. | Open Subtitles | تعلم لقد فقدت عذريتي على هذا المقعد |
| bakireliğimi onunla kaybetmiştim. | Open Subtitles | لقد فقد عذريتي له. |
| bakireliğimi bozdurmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أفقد عذريتي |
| Lisedeki bir çocuğun, bakireliğimi aldığı hakkında tamamen tüyler ürpertici, kilişe, iğrenç bir söylenti. | Open Subtitles | The shudder-inducing and cliched, however totally false account... عن كيف خسرت عذريتي لرجل في كلية المجتمع . |