Zaten benim de bakkala gitmem gerekiyordu. Evde donmuş pizzdan başka birşey kalmadı. | Open Subtitles | سأقصد البقالة على أية حال لا شيء هنا سوى بيتزا مجمدة |
bakkala verdiğin çekin karşılıksız çıktığı dikkatimi çekti. | Open Subtitles | لاحظت أنك حرّرت صكاً مردوداً عند البقالة. |
bakkala sipariş veren ev hanımını dinleyen birkaç acemiyle telsiz başına mı geçmem gerekiyor? | Open Subtitles | ان جلست وقمت بعمل المبتدئين واستمعت الى ربة المنزل وحديث البقالة |
Koreli bakkala gidip... - ...sıcak hardal aldın mı? | Open Subtitles | هل توقفت عند البقال لأحضار صلصة حارة جيدة ؟ |
Bu herif yüzünden ayağını kaybeden bakkala ne diyeceğim? | Open Subtitles | ماذا سأخبر البقال الذي خسر رجله بسبب هذا الرجل ؟ |
Her gün bakkala giderken penceresini tıklatıyorum. | Open Subtitles | كل يوم قبل أن أذهب للمتجر أطرق على نافذتها |
bakkala gideceğini söyledi, bir daha da dönmedi. | Open Subtitles | قالت أنّها ذاهبة للمتجر ولمْ تعد قطّ |
bakkala gidip kendine "kendi kendine hakim olma" alacaksın. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع الهبوط... إلى محل الوجبات السريعة المحليّ وإنضباط صفقة ذاتي. |
Sadece bakkala gitmek için 5 kez merdivenlerden inip çıkmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | فقط كنت مجبرة علي صعود والنزول من السلم خمس مرات لإحصل علي الاغراض من البقالة |
Sen yaralısın. bakkala çıkmamız gerekiyor. Olsun, Domino's'tan söyleriz. | Open Subtitles | أنت مصاب نحتاج الى بعض البقالة تعال هنا أنا بخير |
Kapanmadan önce bakkala gidip alacaktım unuttum | Open Subtitles | نسيت الذهاب الى محل البقالة واشتري علبة قبل ان يقفل |
bakkala gittim, gece biraz dolandım sonra Central Park'a gittim. | Open Subtitles | ذهبتُ إلى مخزن البقالة وتسللتُ للخارج ليلاً وذهبتُ إلى الحديقة المركزية |
Benim tekilimi geri çevirirsen pişman olursun elindekileri kaybedersen eve yada bakkala giderken bisiklet kullanmak zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك سوف تندم على عدم قبول مساعدتي عندما تكون ذاهب الى المنزل مع البقالة تتدلى المقاود من دراجتك. |
Bu sabah bakkala giderken yerel meyvelerin durduğu bir stand gördüm ama organik değillerdi. | Open Subtitles | هذا الصباح في طريقي لمتجر البقالة لقد رأيت المنتجات الواقفة مع فواكة محلية , لكنها ليست عضوية |
Bu herif yüzünden ayağını kaybeden bakkala ne diyeceğim? | Open Subtitles | ماذا سأخبر البقال الذي خسر رجله بسبب هذا الرجل ؟ |
Siz tıka basa yemeye devam ben de... fatura ödemeye devam ederim, bakkala... 6000 Rupees, bütün Harlana halkına yetecek kadar yemek parası. | Open Subtitles | كلوا جميعكم ملىء بطونكم وأنا سأستمر فى سداد الفواتير ... أنظروا لفاتورة البقال انها 6000 روبية كم يكلف أطعام كل سكان هاريانا |
Fazla oyalanma. Bayan Francis bakkala kadar gitti. | Open Subtitles | لا تطل الجلوس، السيّدة (فرانسيس) ذهبت للمتجر قليلاً فقط |
Of be Ramon, bakkala gitmem gerek o zaman. | Open Subtitles | "رامون", هذا سيتطلب ذهابي للمتجر, |
bakkala! | Open Subtitles | إلى محل الوجبات السريعةِ! |