Dalga boyu tetiği ayarlıyorum burada çalışır mı diye bakmak için. | Open Subtitles | إنني أغير طولها الموجي لأرى إن كان يمكن أن تعمل هنا |
Olaylar kötü gittiğinden, kız kardeşim geçen ay, bana bakmak için istifa etti. | Open Subtitles | وكان على أختي أن تترك عملها الشهر الماضي لتعتني بي عندما تسوء حالتي |
Kurbanın e-postalarına bakarken bir başkasının, kendi e-postalarına bakmak için cesedi bulmanızdan 38 saat önce bilgisayarı kullandığını buldum. | Open Subtitles | عندما تحققت من رسائل الضحية وجدت أن أحد غيرها استعمل الكمبيوتر ليرى رسائله قبل 38 ساعة من اكتشاف الجثة |
Yani kafalarınıza bakmak için bunun iyi bir zaman olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لذا أعتقد أن الوقت ملائم الآن لإلقاء نظرة خاطفة إلى أدمغتكم |
Gündüzleri babanıza bakmak için burada olurum ama geceleri ve hafta sonları kendi evime giderim. | Open Subtitles | سأكون هنا في النهار لأعتني بوالدك و لكن في الليالي و العطل سأذهب إلى منزلي الخاص |
Bir kutuya koy, rafa kaldır, çünkü ileride bakmak için çok vaktin olacak. | Open Subtitles | ضعيه في صندوق، تعلمين ضعيه جانباً لأنّك ستجدين وقتاً وافراً للنظر فيه لاحقاً |
Evet, bir tek Hector'a bakmak için çıktım. Kitap okuyordum. | Open Subtitles | نعم, ماعدا عندما ذهبت للبحث عن هيكتور, لقد كنت اقرأ. |
Ama sorun şu ki tatlım sana bakmak için burada olmayacağım. | Open Subtitles | ..ولكن الأمر هو، يا حبيبتي لن أكون هنا دائما للإعتناء بكِ |
Güzel mi diye bakmak için fazladan bir şişe daha aldım ama anlamıyorum. | Open Subtitles | وحصلت على زجاجة اضافية فقط لأرى ان كان جيدا ولكن لااستطيع ان اميّزها |
Ve bu dükkanlara gittim, tabii eğer varsa, ya da dışarıda tarlalarda ne alabileceklerine bakmak için ve besin alamıyorlar. | TED | وأذهب للمتاجر، إن وجد أي منها، أو في الحقول لأرى ما الذي يمكنه أن يجدوه، لأجد أنهم لايستطيعون الحصول على الغذاء. |
Bazı insanlar beyzbol stadyumlarına maç izlemek için gider. Bense tasarım ilişkilerine bakmak için giderim. | TED | بعض الناس يذهبون إلى ملاعب البيس بول ليراقبوا المباراة أما أنا فأذهب لأرى علاقات التصاميم |
Hasta halasına bakmak için Juarez'e gitti, bu sırada Juarez'in öldürülen ve kaybolan kadınlarına neler olduğunu öğrendi. | TED | ذهبت الى خواريز لتعتني بخالتها المريضة و في سياق ذلك بدات تكتشف ما كان يحدث للمقتولات و المختفيات من نساء خواريز |
30 yaşındaki bu kadın beyin hasarı olan ve gece gündüz ağlayan dört aylık bir bebeğe bakmak için gönüllü oldu. | Open Subtitles | هذه المرأة عمرها ثلاثون سنة تطوعت لتعتني بطفل عمره أربع شهور مصاب بدماغه, ويصرخ ليلاً ونهاراً |
Doktor şu an nasıl çıkaracağına bakmak için x-ray'i kontrol ediyor. | Open Subtitles | الطبيب ينظر لصور الأشعة الأن ليرى إن كان قادرا على إستخراجها |
Daha sonra belgelere bakmak için muhabirleri davet ettik. | TED | لاحقاً، قمنا بدعوة المراسلين الصحفيين لإلقاء نظرة على الوثائق. |
Seni uzağa göndermek zorunda kalsam bile, her zaman sana iyi bakmak için burada olacağımı bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | الآن أريدك أن تعرفي بالرغم من أني على وشك أن أزوجك إلاّ أني سأكون دوماً موجود لأعتني بك |
Lütfen bana bütün yolu pencerene bakmak için geldiğini söyleme. | Open Subtitles | أخبرني أنّك لم تأتي كل هذه الطريق فقط للنظر لمنزلك |
Güzel. Ben de Albany'e gitmek istiyordum. Bazı üniversitelere bakmak için. | Open Subtitles | رائع , أنا كنتُ ذاهب إلى ألبانى للبحث عن بعض الجامعات |
Ailemiz öldükten sonra bana bakmak için ordudan ayrıldı. Beni üniversiteye gönderdi | Open Subtitles | لقد ترك الجيش للإعتناء بي بعد وفاة والدينا، وحرص على إرتيادي الكليّة، |
Aslında bu, hükümet işi bizden devralana kadar, parklarımız ile ilgilenmek, onlara bakmak için bir kaynak yaratma mekanizması. | TED | إنه أساس آلية التمويل لرعاية متنزهاتنا، لحماية متنزهاتنا لغاية الوقت الذي تتمكن فيه حكومتنا من تولي ذلك تماما. |
Buna bakmak için, her şeyini verebileceğini söylediğini duymuştum. | Open Subtitles | سمعتكِ تقولين أنكِ ستفعلين أي شيء لتلقي نظرة عليها |
Biraz önce konuştum hasta bir çocuğa bakmak için yetimhaneye uğramış. | Open Subtitles | تحدثت إليه للتو، لقد توقف عند دار الأيتام ليعتني بطفل مريض |
Bir hastaya bakmak için bu gece kalmalıyım. | Open Subtitles | هذا أنا الليلة أنا مضطر للبقاء لمراقبة مريض |
Sen öyle san. Bir öğrencinin dolabına bakmak için izin gerekmez. | Open Subtitles | خمن ماذا نحن لانحتاج تصريحاً لفحص خزانة أحد الطلاب |
Biz de tam karımla beraber küçük yazlık evimize bakmak için çıkmıştık. | Open Subtitles | أنا وزوجتي ذاهبين للعناية ببيتنا الصيفي الصغير. |
Ama yıldızlara bakmak için kapıyı her açışımda, tek gördüğüm ufacık bir tuvalet oldu. | Open Subtitles | ولكن في كل مرة أفتح الأبواب لأبحث عن الدرج كل ما أجده هو حمامات صغيرة |