Kızkardeşin yaşıyor ve ona bakman için sana ihtiyacı var. | Open Subtitles | أختك على قيد الحياة وتحتاجك للإعتناء بها |
Annemle babam bana bakman için yeterince para bırakmışlardı. | Open Subtitles | أمي وأبي تركوا لك أموال كافية للإعتناء بي |
Ama o zamana kadar, senin bakman için başka bir ahmak buldum. | Open Subtitles | حتى ذلك الحين , انا حصلت على أحمق اخر لتنظر في امره |
Yüzüme bakman için son şansin, Hector. | Open Subtitles | آخر فرصة لتنظر إليّ يا (هكتور). |
Evet, sadece ona bakman için değil, onu sevmen için de sana güvenen bir kızın da var. | Open Subtitles | أجل ، ولديك أيضاً ابنة تعتمد عليك ليس فقط لتعتني بها بل لتهتم بشأنها ، حسناً ؟ |
Bana bakman için sana ihtiyaç duyarken sen ne cehennemdeydin? | Open Subtitles | أين كنتَ عندما أحتجت إليك لتعتني بي؟ |
Arkadaşım Bay Jackson belki tekrar bakman için seni ikna edebilir. | Open Subtitles | ربما صديقي السيد جاكسون يمكن إقناع لك أن تأخذ نظرة أخرى. |
Ve seni buraya bana bakman için mi getirdiler? | Open Subtitles | وأحضروكِ إلى هنا للإعتناء بى؟ |
Yüzüme bakman için son şansın, Hector. | Open Subtitles | آخر فرصة لتنظر إليّ يا (هكتور). |
Ona bakman için sana para vereceğim. | Open Subtitles | سأترك لك بعض المال لتعتني بها |
Yani Volker, Cassie'nin icabına bakman için bunu yapmanı istedi. | Open Subtitles | -إذن (فولكر) أخبركَ أن تستخدمها لتعتني بأمر (كاسي ). |
Eğer istersen gösterilerimize bakman için bir kaç kompozisyonumuzu sana verebilirim. | Open Subtitles | و يمكنني أن أحضر لك منشورات لعروضنا لو ترغب بأن تأخذ نظرة على أعمالنا |