Ballard'ın vergi davasını tek başıma yürütmekten, 2 haftalık uzaklaştırma cezası aldım. | Open Subtitles | حصلت على توقيف إسبوعين بسبب العمل على قضية ضريبة بالارد على عاتقي |
Kız Ballard'ın büyük işi için sadece bir araç. Şuna bakın; | Open Subtitles | وهذا هو سبب أخذ بالارد للفتاة فإنها أداته لكي يحصل على النقاط الأكير |
Ballard'ın takip edilemeyen büyük ödemeleri sevdiğini biliyoruz. | Open Subtitles | إننا نعرف بأن بالارد يحب الدفعات الكبيرة التي لا يمكن تتبعها |
Camsı maddedeki alkol miktarına bakıldığında Karen Ballard'ın alkol seviyesi sadece 0,02 çıktı. | Open Subtitles | مستوى كحول كارين بالارد كان على مستوى 0.2 فقط |
Karen Ballard'ın şoför olduğunu doğrulayabiliyor muyuz? | Open Subtitles | حسناً لكن هل يمكننا تأكيد أن كارين بالارد كانت تقود ؟ هذا هو الأمر |
Bu aletlerin hepsi Andrew Ballard'ın garajından alındı. | Open Subtitles | حسناً هذه كل الأدوات من مرآب آندرو بالارد |
Jake Ballard'ın Olivia Pope'la nasıl bir arkadaşlığı olduğunu öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تكتشف نوع العلاقة بين جايك بالارد وأوليفيا بوب. |
Ormandaki Bay Ballard'ın oyma plaketini sana gösterebilirim. | Open Subtitles | يمكنني ان اريك لوحة منحوته من الخشب من خارج مبنئ بالارد |
Kaynağım bana Ballard'ın canlı olduğunu ve kaçtığını anlattı. | Open Subtitles | مصدر ما أخبرني أن بالارد على قيد الحياة و هاربة |
Çavuş Ballard'ın yaşadığını öğrenen herkes gibi biz de şaşırdık. | Open Subtitles | نحن مصدومون مثل الجميع للتعلم أن الرقيب. كان بالارد على قيد الحياة. |
Amiri başında olmadan onu yolladığınızı duyduğunda memnun olmayacaktır. Bay Ballard'ın şu anda memnun olmayacağı fazlaca mesele var. | Open Subtitles | لن يكون عاملها سعيداً عندما يعلم أنكِ أرسلتيها بدونه سيد (بالارد) ليس سعيداً بخصوص أشياء كثيرة في الوقت الحالي |
- Tek sorun sağdıcım derin deniz kaşifi ve hikayeci Bob Ballard'ın yediği bozuk tukan yüzünden hastalanmasıydı. | Open Subtitles | - اه, الزلقة الوحيدة كانت أن اشبيني مستكشف أعماق البحار والراوي بوب بالارد |
- Sen Marcus'u hallet, ben Ballard'ın çaresine bakarım. | Open Subtitles | أتقصد... تولى أمر ماركوس، وسأتولى أمر بالارد |
Ballard'ın öldüğünü söyleyen, onunla konuştum. | Open Subtitles | ،الذي قال لك أن بالارد ميّت تحدثتُ معه |
Hey, Odelle Ballard'ın kızından mesajlar almaya devam ediyorum annesini soruyor, O hala yaşadığını düşünüyor. | Open Subtitles | مهلا، وأظل الحصول على هذه النصوص من ابنة Odelle بالارد يسأل عن أمها، أعتقد لو انها لا تزال على قيد الحياة. |
Arlington'da bugün son Amerikan Kahramanı, toprağa verildi, Çavuş Odelle Ballard'ın hayatta olabileceğine dair bir çok Amerikalının umutları trajediyle son buldu. | Open Subtitles | واحدة الماضي البطل الأميركي المنصوص للراحة اليوم في أرلينغتون، الفصل الأخير لهذه المأساة محطما آمال الكثير من الأميركيين أن الرقيب Odelle بالارد |
Odelle Ballard'ın birliğinin Mali'de öldürüldüğünü babama söylediğim zaman, o sorularını yinelemeye başladı. | Open Subtitles | عندما قلت والدي حول وحدة Odelle بالارد يقتلون في مالي، بدأ طرح الأسئلة مرة أخرى. |
Ballard'ın tam olarak nerede olduğunu araştırıyor. | Open Subtitles | وإذا كان هذا صحيحا، مكان بالارد بالضبط. |
Odelle Ballard'ın anlatacağı öyküye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | قل لي Odelle بالارد سوف يحكي قصة نحن بحاجة لها لأقول. |
Odelle Ballard'ın öyküsü üzerinde çalışıyorum ve kendi künyemi alıyorum. | Open Subtitles | أنا على قصة Odelle بالارد وأنا الحصول على بلدي بلين الخاص. |