Çok az şanslı sayıdaki gencin gittiği balolar kokteyller ve diğer şeyler. | Open Subtitles | الحفلات الراقصة و حفلات الكوكتيل و الأشياء التى يتمتع بها القليل من الشباب المحظوظين |
balolar beni hep hüzünlendirmiştir. | Open Subtitles | أتعرفين ماهو المضحك الحفلات الراقصة دائما تجعلني حزينا قليلا |
balolar ve gece yarısı yapılan paten kaymalarından balalaykadan çıkma şarkılara kadar haftalar birbirini kovaladı. | Open Subtitles | وفي الأسابيع التي بعده, أسابيع من الحفلات الراقصة والتزلج في منتصف الليل فقررنا الهرب |
Düşünsenize bir. balolar, düğünler. | Open Subtitles | فكروا بالأمر ، حفلات التخرج المدرسية، حفلاتالزفاف.. |
balolar çok uyduruk. | Open Subtitles | حفلات التخرج سخيفة إنها فقط عذر لإرتداء بدلات |
Öyle, evet. Davetler, yemekler, balolar ama asıl olayların içinde olan sendin. Otur da bize anlat. | Open Subtitles | أجل، أجل الإستقبالات، ولائم العشاء، الحفلات الراقصة |
Kız kardeşlerinden biriyle dans etmediğin sürece balolar kesinlikle yasak. | Open Subtitles | الحفلات الراقصة ممنوعة كليا، الا ان رافقتك احدى شقيقاتك! |