Onu kelepçelerken kemikli bilekleriyle bana gülümsüyordu. | Open Subtitles | تبتسم لي وأنا أكبل يديها المكسوة بالعظام النحيلة |
Waverly Earp, ön avludan bana gülümsüyordu. | Open Subtitles | ويفرلي إرب، تبتسم لي منها الشرفة الأمامية. |
Orada duruyor ve bana gülümsüyordu. | Open Subtitles | كانت تقف هناك ، تبتسم لي |
...tüm bunlar oluken, o orada durmuş bana gülümsüyordu. | Open Subtitles | و طوال الوقت بينما كان واقفا هناك كان يبتسم لي |
Arkamı döndüm ve oradaydı, orada durmuş bana gülümsüyordu. | Open Subtitles | و استدرت و كان هناك واقفا هناك يبتسم لي |
Resepsiyondaki adam bana gülümsüyordu. | Open Subtitles | كان يبتسم لي. لذا.. |
bana gülümsüyordu. | Open Subtitles | كانت تبتسم لي |