Bak, nedenini biliyorsun. Bana inanmak istemiyorsun. | Open Subtitles | أنظري ، تعرفين لماذا لا تريدي أن تصدقيني |
Bana inanmak zorundasın. Aramızda bir şey olacağı aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | يجب عليكِ أن تصدقيني لم افكر أبداً أن شيئا سيحدث بيننا |
Çok kötü bir şey yapmak üzere, Bana inanmak zorundasın! | Open Subtitles | لا، إنه على وشك القيام بعمل مرعب، عليك أن تصدقني |
Lütfen. Bana inanmak zorundasın. Aklım tamamen başımda. | Open Subtitles | أرجوكَ, عليك أن تصدقني, أنا لستُ مُعتَلَّة. |
Bana inanmak zorundasın, sana anlattığımdan fazlasını bilmiyorum. | Open Subtitles | يجب عليك أن تصدقنى فأنا لا أعرف أكثر مما أخبرتك به |
Sana bir haberim var Hugo ve Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | لديّ نبأ لكَ يا (هيوغو) وعليكَ أن تصدّقني فحسب |
Bana inanmak zorunda değilsin. Buna 8 kişi tanık oldu. | Open Subtitles | حسناً، ليس عليكِ تصديقي هناك ثمانية شهود آخرون |
Biliyorum, Bana inanmak için sebebin yok, ama bana güvenmek zorundasın tamam mı? | Open Subtitles | ، ليس لديك سبب يجعلك تُصدّقني لكنّك يجب أن تثق بي |
Nasıl söyleyeceğimi bilemedim. Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | لأخبارك بطريقة أفكر أن أستطع لم تصدقيني أن يجب |
Sarhoş olduğumu ya da aklımı kaçırdığımı düşüneceksin ama Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | لا تظنين أنني مخمور وفقدت عقلي عليك أن تصدقيني |
Olayların çılgınca göründüğünü biliyorum ama Bana inanmak zorundasın her şeyi tekrar düzene sokacağım. | Open Subtitles | أعلم أن الأشياء تبدو مجنونة, لكن يجب عليكِ أن تصدقيني, سأجعل الأمور صحيحة مرة أخرى. |
Delice geldiğini biliyorum ama Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | أدري أن لكلامي وقعًا جنونيًّا، لكن عليك أن تصدقيني. |
Kulağa çıIgınca gelecek, biliyorum. Ama Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | هذا يبدو جنونياً أعرف ولكن يجب أن تصدقني |
Bana inanmak istemiyorsanız, bunun için yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | الاَن, إذا لم ترد أن تصدقني ليس هنالك شيء يمكنني فعله حول ذلك |
Üzgünüm. Beni tanımadığını biliyorum ancak Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | أناآسفة،أنت لاتعرفني، و لكن يجب أن تصدقني |
Bana inanmak istiyor gibisiniz ama inanmadığınızı biliyorum. | Open Subtitles | مثل لو أنك تريد أن تصدقنى ولكني أعرف أنك لا تصدقني |
Lütfen, Bana inanmak zorundasınız. | Open Subtitles | ارجوك,عليك ان تصدّقني |
Bana inanmak zorunda değilsin inansan da bir şey fark etmez ya. | Open Subtitles | ,ليس عليكِ تصديقي لا يهم حقاً إن فعلتِ , اظن |
Bana inanmak için sebebin olmadığını biliyorum ama bana güvenmelisin, tamam mı? | Open Subtitles | ، ليس لديك سبب يجعلك تُصدّقني لكنّك يجب أن تثق بي |
Olson'un öldüğünü bilmiyordum. Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | لـم يكن لديّ فكرة أنـه قد مات، عليّك أن تُصدقني. |
Bunu söylememe gerektiğini biliyorum ama bu seferlik Bana inanmak zorundasınız gerçekten. | Open Subtitles | أعلم بأنه ليس عليّ قول ذلك لكن يجب عليكم يارفاق أن تصدقوني هذه المره |
Bana inanmak zorunda değilsin. Sadece Cruella'dan uzak dur. | Open Subtitles | لست مضطرّاً لتصديقي لكن ابقَ بعيداً عن (كرويلا) |
Bana inanmak zorundasın. Başka seçeneğin yok. | Open Subtitles | ستضطرين لأن تصدقي كلامي لا يوجد خيار آخر لك |
Bana inanmak istemiyoır musunuz. Sorun değil | Open Subtitles | انتى لا تريدى ان تصدقينى |
Bana inanmak zorundasın. Bunları daha önce yaşadım. | Open Subtitles | عليكِ أن تصدّقيني لقد فعلتُ هذا من قبل |
Evet, Öyle.Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | ـ اصدقك؟ ـ نعم يجب عليك ذلك ـ يجب ان تصدقني ـ لماذا هو |
Bana inanmak zorundasınız. | Open Subtitles | الآن يجب أن تصدقونى |