Bu resim basit bir şekilde dokunmuş halatla birbirine bağlanmış deniz yükseltileri alanını gösteriyor. | TED | ببساطة الصور تري ان انها ميدان من أكوام البحرية مترابطة مع هذا الحبل غامض النسج |
Kendi kendine kuralları var. Onunla ne yapacağımı biliyorum ve onu tasvir etmeye başlayabilirim, hem de çok basit bir şekilde. Onu kollarımla tasvir edebilirim değil mi? | TED | لديه نوع من القاعدة. أنا أعلم ما سأقوم بعمله، وأنا أستطيع ان ابدأ بوصفه ببساطة. أستطيع وصفه بذراعي، صحيح؟ |
basit bir şekilde diğer adamların arkasında yüzyıllık iş olan keşiflerini topladım | TED | أنا ببساطة جمعت اكتشافات رجال آخرين وراءها قرون من العمل. |
Bu işi çok basit bir şekilde anlatmaya çalışacağım, tamam mı? | Open Subtitles | الآن ، انا ذاهب لشرح هذا لكم بكل بساطة ، بخير؟ |
Ve deniz taşının altında dinleme cihazının olmadığını fark edince onu basit bir şekilde iş verenine kadar takip edeceğiz. | Open Subtitles | و عندما يُدرك بأنه لا يوجد أداة تصنت في القوقعة سنقوم و بكل بساطة بتعقبه |
ve eğer bunun nedeninin basit bir şekilde bizlerin ilgi duymadığı olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyor olabilirsiniz. | TED | وإن ظننت أننا ببساطة لا نهتم، ستكون مخطئ. |
Şimdi, size basit bir şekilde ilham vermeyen daha fazla iş-hayat dengesi fikri sunmuyorum. | TED | الآن، أنا لا أقترح ببساطة تلك الفكرة غير المُلهِمة عن المزيد من التوازن بين العمل والحياة. |
ve burada, çok enteresan bir poster çünkü, bilgisayarda basit bir şekilde eşit ölçüdeki perspektiflerin kullanılması yüzünden hala boşluğa oturmayacaktır. | TED | وهنا هذا بوستر مميز لانه ببساطة يستخدم النظام الايزومتري في الكمبيوتر انه لا يثبت |
Lifesaver şişesi çok basit bir şekilde çalışıyor. | TED | الزجاجة المنقذة للحياة تعمل ببساطة جداً. |
Bilgin basit bir şekilde bizim hafıza bankalarımıza indirilecek. | Open Subtitles | و كل علومك ستنساب ببساطة تامة عبر بنوك الذاكرة بالسفينة |
basit bir şekilde tutukluların zihnini okuma becerisine sahip. | Open Subtitles | لديه التكنولوجيا التي تسمح له لقراءة أفكار الشخص ببساطة |
Bu ittifak basit bir şekilde katlanamayacağımız bir bedelde olabilir. | Open Subtitles | هذا التحالف قد يكون شيء لا يمكننا تقديمه ببساطة |
Filmlerdeki bu aşırılaşmış, tuhaf baba figürünün basit bir şekilde fallusa, rütbeye sahip olduklarını söyleyemeyiz. | Open Subtitles | لذلك فإن هذه الشخصيات الأبوية المفرطة في السخافة ليست ببساطة تمتلك قضيباً تمتلك قضيباً كرمز لسلطتهم |
Size basit bir şekilde Hitler gittikten sonra ne yapacağınızı soruyorum. | Open Subtitles | إنني ببساطة أسئل الآن , ماذا تنووا أن تفعلوا عندما يكون هتلر غير موجود ؟ |
Deja vu, basit bir şekilde diğer tarafa anlık bir bakıştır. | Open Subtitles | الرؤية المسبقة ببساطة مجرد لمحة عن الجانب الآخر. |
Oldukça basit bir şekilde, daha genç bir haline dönüp tekrar yaşlanıyor. | Open Subtitles | ببساطة يمكن انقلابها لحالة أصغر ثم تكبر ثانيةَ ثم تكرر ذلك بلا حدود |
Parlayan, tarihin ruhunu gören insanlar anlıyor ki; geçmiş, tek bir yer dışında... basit bir şekilde var olmuyor. | Open Subtitles | هذا حقاً درس مهم هؤلاء الأشخاص الذين يسطعون ويرون عبر التاريخ يدركون ببساطة أن الماضي لم يعد موجوداً |
Ve yine öyle basit bir şekilde başka bir ofisten gönderildiğini söyleme çünkü senin gibi tecrübesiz bir çocuk böyle bir pozisyona ulaşamaz. | Open Subtitles | ولا تذكرني ببساطة بأنك مدين لمكتب آخر لأن صبي في خبرتك |
Larva içeride olgunlaşınca, fare basit bir şekilde ölüyor. | Open Subtitles | عندما أعطيناه الجرعة مات الفأر بكل بساطة |
Tamamdır, çok basit bir şekilde başlayacağız. | Open Subtitles | إذا سنبدأ بكل بساطة |