Ateş altında, baskı altında. Böylece her görülen ve her duyulan gerçek olur. | Open Subtitles | تحت النيران , تحت الضغط , كي ما يكون ماترى وتسمع هو الحقيقة |
Yine de bu yarışmayı kazanabilirim çünkü baskı altında kontrolümü yitirmem. | Open Subtitles | ما زلت أريد الفوز بهذه المنافسة لأني أستطيع العمل تحت الضغط. |
- Hastalık Kontrol ekibimiz baskı altında çalışmak için eğitildi. | Open Subtitles | فريقنا من مركز السيطرة على الامراض مدرب للعمل تحت الضغط |
Yalancı biri ise baskı altında kaldığında hazırladığı cümleleri sürekli tekrar eder. | Open Subtitles | أما الكاذب فلديه جمل معدة سلفا يرجع إليها عندما يكون تحت ضغط |
Ayrıca, onun açısından bakarsak, nerdeyse hayatının her alanında baskı altında. | Open Subtitles | في دفاعها أنها تحت ضغط حاد من كل شيء في حياتها |
"İtirafının baskı altında yapıldığından reddedildiğine" dair bir mahkeme kararı var elinde. | Open Subtitles | لديه أمر من المحكمة يقضي بأنه أعترف تحت الإكراه |
En azından ev kadınları baskı altında küçük çocuklar gibi ağlamaz. | Open Subtitles | على الاقل ربة المنزل لا تنهار تحت الضغط مثل الطفل الصغير |
Buna ilişkin iki teori var, ikisi de baskı altında choking sorununun odakla ilgili olduğunu savunuyor. | TED | هناك مجموعتان من النظريات لتفسير ذلك، حيث تقول كلاهما أن الاختناق تحت الضغط يتلخص في التركيز. |
Açık gözlem teorileri baskı altında choking durumu için ikinci grup açıklamaları oluşturuyor. | TED | نظريات المراقبة المحددة شكلت المجموعة الثانية من التفسيرات لحالة الاختناق تحت الضغط. |
Bana baskı altında ezilmeyecek en iyi adamı bul. | Open Subtitles | ابحث عن أفضل رجلِ متوفرِ الذي لن ينهار تحت الضغط. |
Charlie'yi henüz görmedin. O aynı origami gibi, baskı altında oluşuyor. | Open Subtitles | لقد شاهدت تصرفات تشارلى الرجل ضعيف وينهار تحت الضغط. |
baskı altında tutmak istemem ama zamanımız kısıtlı. | Open Subtitles | لنوضح الأمر اسمعي لا أريد أن أستعجلك و لكننا واقعين تحت الضغط |
Hükümet baskı altında. Asker gönderiyorlar. | Open Subtitles | إن الحكومة تحت الضغط سيقومون بحشد القوّات من أجل ذلك |
Biliyorsunuz, Tom çok büyük bir baskı altında. | Open Subtitles | انت تتفهم طبعا بأنّ توم تحت ضغط عصبى عظيم |
Eşi kanserli. baskı altında. Rahat bırak onu. | Open Subtitles | زوجته مريضة بالسرطان انه تحت ضغط , اتركه و شأنه |
- Tabii ki yapabilirsin. Hayır yani, ben sadece programcıyım ve baskı altında iyi çalışabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | كلا ، انا مبرمجة فقط ولا استطيع العمل تحت ضغط |
Yönetim, baskı altında olan Tony Almeida'da. Bandın sahte olduğuna inanmıyor, uygun protokolü uyguluyor. | Open Subtitles | توني ألميدا هو المسئول هناك وهو الآن تحت ضغط كبير ولا يعتقد بأن التسجيل مزيف |
baskı altında kabul ettiğimi sen de çok iyi biliyorsun. | Open Subtitles | . تعرف تماما أنني وافقت على ذلك تحت الإكراه |
Bu yüzden inan bana annem su an çok büyük baskı altında. | Open Subtitles | لذا ضعي نصب عينك أن والدتكِ تحت ضغطٍ كبير |
İnsan bazen sözlerine dikkat edemiyor, baskı altında her şeyi yapabiliyor ama ben seni duymadım. | Open Subtitles | الانسان يتفوه باى شئ و يقوم بفعل اى شئ تحت الضغوط , اليس كذلك ؟ لكن كانى و لا سمعت حاجه |
O iyi bir adam, Daniel. Sadece çok fazla baskı altında. | Open Subtitles | أنه رجل جيد , دانيال ولكنه يقع تحت الكثير من الضغط |
Azhar'ın ekibi baskı altında. Ve baskıyı artırdı. - Hadi gidelim. | Open Subtitles | فريق أزهر يتعرض لضغط كبير وقد أغلقت عليه مفاتيح اللعب |
Tepesi mi atmış? Sonuçlara ulaşmak için çok baskı altında. | Open Subtitles | إنها تحت ضغوط كبيرة للحصول على نتائج,كلنا كذلك |
Şirketler, çalışanlarının zaman içinde daha az baskı altında hissetmelerini sağlayabilir mi? | TED | هل هناك أي شيء يمكن للشركات فعله لجعل موظفيها يشعرون بضغط وقت أقل ؟ نعم. |
baskı altında doğru kararlar veren ateş ederken, hedefi şaşırmayan istihbarat toplarken, canını dişine takan arkadaşımız. | Open Subtitles | أَعْني بأنّه يَتصدّعُ تحت ضغطَ. هو لا يَستطيعُ ضَرْب له مخرج a حقيبة ورقية. هو لا يُمْكن أنْ يُأتَمنَ بحسّاسِ معلومات على a حزب مفاجئ، |
Her zaman baskı altında daha iyi düşünürüm... yada baskı altında olmadığım zaman mıydı? | Open Subtitles | دائماً أفكّر جيداً تحت وطأة الضغط... أو حينما لا أكون تحت وطأة الضغط؟ |
Çok fazla baskı altında olduğunu biliyorum ama güçlü kalmalısın, tamam mı? | Open Subtitles | أنظري، أعلم بأنك تحت الكثير من الضغوطات لكن عليك البقاء متماسكة، حسناً؟ |
Büyük baskı altında. Zamanla aklını başına alacaktır. | Open Subtitles | انه يتعرض لضغوط مكثفة من ناخبيه أمنحه بعض الوقت |
Kusursuz biri ile nişanlı olmanın nasıl baskı altında bıraktığını bilemezsin. | Open Subtitles | هل تعرف حجم الضغط عندما تكون مخطوباً من شخص مثالي ؟ |
Ya tuhaf benzerliği göremiyorsunuz, ya da annemin baskı altında olduğunu ima ediyorsunuz. | Open Subtitles | إما أنكِ لا ترين التشابه الغريب أو أنكِ تقصدين أنها مجبرة على الأمر أو شيئاً من هذا |