Yasa uyguluyacıları hep birlikte... şüpheli evlere bir takım baskınlar düzenledi. | Open Subtitles | عملاء الحكومة اجتمعو بانسجام اليوم يشهدون سلسلة غارات تمشيط لمنازل تصنيع مشبوهة |
Sen ve eşsiz sorgulama yeteneklerin sağ olsun şimdi dünyanın her tarafında aktif saldırı timlerimiz baskınlar düzenliyor. | Open Subtitles | بفضلك وبفضل مهاراتك الإستجوابية الفريدة لدينا الآن قوات هجومية تقوم بشن غارات حول العالم |
baskınlar siperlerin alışkanlıklarını bozmuştu esirlerden alınan bilgiler, saldırıya cesaretlendiriyordu. | Open Subtitles | كانت الغارات تكسر الرتابة اليومية في الخنادق وتجلب المعلومات الاستخباراتية من الاسرى وتشجع العمليات العدوانية |
Pekâlâ, tüm baskınlar öğlen başlıyor. | Open Subtitles | حسنا، جميع المداهمات ستبدأ بعد الظهر |
baskınlar devam edecek olursa aynı zamanda iflas edeceğim. | Open Subtitles | أما أنا سأكون مكسوراً إذا أستمرت هذه الهجمات. |
Emniyet Amiri şehir genelinde baskınlar istiyor. Bulabileceğimiz bütün depolar. | Open Subtitles | يريد مفوّض الشرطة مداهمات في كلّ أنحاء المدينة |
Büyü Bakanlığının, birçok eve baskınlar düzenlediğinin eminim farkındasınızdır! | Open Subtitles | بلا شك أنك تعلم أن وزارة السحرة... تقود غارات جديدة علي البيوت الخاصة |
Buna benzer yüzlerce görev yaptık. Geceleri yaptığımız tüm o baskınlar... Bu görevin diğerlerinden farkı ise hedefti. | Open Subtitles | نفذنا مئات من المهمّات المشابهة، أقصد غارات "موت اللّيل"، ما كان مختلفاً هذه المرّة، كان الهدف |
Barışçıl kalmayı kabul ederseniz Black Lord hanelerine, baskınlar ve yasal olmayan operasyonlar düzenlenecek. | Open Subtitles | على البقاء هادئاً ستشنّ غارات عدة على مساكن عصابة (بلاك لوردز) وعلى عملياتهم الغير قانونية |
Yakın zamanda baskınlar oldu, yağmacılar. | Open Subtitles | كانت لدينا غارات مؤخرا،لصوص |
- Sağlam operasyonlar, sürpriz baskınlar bu tarz şeyler. | Open Subtitles | آمين - عمليات تخفي ، غارات مفاجئة - |
Bu hafta ikinci. Efendim, dürüst olacağım. Bu baskınlar çok tehlikeli olmaya başladı. | Open Subtitles | سيدي، سأكون صريحاً معك هذه الغارات أصبحت خطرة جداً |
Burada ana NATO üssündekiler bile baskınlar hakkında bir şey bilmediklerini söylüyor. | Open Subtitles | لكن حتى قاعدة الناتو الرئيسية هنا قالوا أنهم لا يعرفون شيئا عن الغارات. |
Nasıl baskınlar? | Open Subtitles | بها مع الفريق فى الغارات ما نوع الغارات؟ |
Melody'deki baskınlar yüzünden dava etmek. | Open Subtitles | بسبب المداهمات التي حدثت في (مـــيــلودي) |
baskınlar kötü bir fikir. | Open Subtitles | المداهمات فكرة سيئة |
Bu baskınlar terör örgütleri için büyük bir darbe oldu. | Open Subtitles | هذه الهجمات.. ..كانت ضربه قاضيه للجماعات الارهابية أمثال لشكر |
New York'un bir ucundan diğer ucuna kadar baskınlar düzenleniyor. | Open Subtitles | حدثت مداهمات من (نيويورك) في الشمال حتى (فلوريدا) في الجنوب |
Union Mahallesi'nde yakın zamanda baskınlar olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت حديثاً عن مداهمات في مقاطعة (يونين)، |