Asıl soru daha fazla neler vadedebileceğin, radikal değişiklikleri kabul edip edemeyeceğin ya da baskıya boyun eğip eğemeyeceğin. | Open Subtitles | لكن سؤالي لك هل لديك شيئ أكثر تميزاً تقدمه لنـا هل ستقبل بالتغيير الجذري أو ستنهار تحت الضغط ؟ |
Bunun yerine katı bir izolasyonun esas olduğu, psikolojik baskıya dayalı gelişmiş bir sistem kullanıyordu. | TED | بدلًا من ذلك استخدم نظاما معقدا من الضغط النفسي حيث العزل الكامل أمر جوهري. |
Batıl inançlı zavallı aptal bana inandı. baskıya dayanamadı. | Open Subtitles | ذلك الأحمق المؤمن بالخرافات صدقني لكنه لم يتحمل الضغط |
baskıya boyun eğmediğim için ana kuzusu mu oluyorum yoksa tam tersi mi? | Open Subtitles | هل أنا مدلل أمي بسبب أني لم أخضع للضغط العكسي منكم |
Bu artık baskıya verildi, ve ilk sayının her bir kopyasısnda yer alacak. | Open Subtitles | لقد ذهب هذا إلى المطبعة الآن وسيكون في كلّ نسخة من الإصدار الأوّل |
baskıya gitmeden önce bana yolla. Teşekkürler Wayne. | Open Subtitles | ارسلها الي قبل ارسالها للطباعه ، شكراً لكَ (واين). |
Devam edin! Geç oluyor! Gazete bir saat içinde baskıya geçecek. | Open Subtitles | هيا ، الوقت تأخر جريدتكم ستبدأ الطباعة خلال ساعة |
İşleri baskıya karşı dayanıklı olmalarını gerektirir. | Open Subtitles | و لا يفترض أنْ ينهاروا تحت الضغط بل يفترض أنْ يزادوا قوّة |
Belki baskıya dayanamadı. Dün gece dört dilim yedi. | Open Subtitles | ربما لم تستطع تحمل الضغط لقد اكلت اربع شرائح ليلة امس |
Üzgünüm Buffy ama arkadaşların seni çok fazla baskıya maruz bırakıyor. Her zaman yaptılar bunu. | Open Subtitles | أنا آسفة ولكن هؤلاء الأصدقاء يضعون الكثير من الضغط عليكِ , دائماً يفعلوا ذلك |
Belki baskıya dayanamadı. | Open Subtitles | ربما لم تستطع تحمل الضغط لقد اكلت اربع شرائح ليلة امس |
Sürekli artan dış baskıya rağmen devrimci planlarından sapmaz... | Open Subtitles | بالرغم من الضغط الخارجي المتزايد فإنه يتمسك بخططه المستقبلية |
Üzerindeki bunca baskıya rağmen onu bu kasabada tutan herneyse çok özel olmalı. | Open Subtitles | مع كل الضغط الذي عليه ايا كان ما يبقيه في هذه البلدة لا بد انه مميز بشكل كبير |
Özellikle de bu baskıya dayanamayacak öğrencileri hedef seçtiler. | Open Subtitles | مستهدفين الطلاب الذين يعرفون انهم سيسقطون بسبب الضغط |
-Sorununu biliyor musun? baskıya dayanamıyorsun. Kaybedeceğini düşündüğün an bırakıyorsun. | Open Subtitles | أتعلم هذه هي مشكلتك أنت لا تحتمل الضغط بمجرد أن تشعر أنك ستخسر ,تنسحب |
Dairenizin üzerindeki büyük baskıya rağmen yaptığınız çalışmalar için minnettarız. | Open Subtitles | وأريدك بأن تعلم بأني أقدر الضغط الهائل الواقع عليك وعلى المباحث |
O yüzden, baskıya boyun eğmek ve o anlamsız akşam partisine gitmek yerine burada kaldım ve bir sürü beyaz yıkadım. | Open Subtitles | ولذا, بدلاً من الإنحناء للضغط والذهاب لتلك الأمسية عديمة الفائدة لقد جلست هنا و غلست الكثير من الملابس البيضاء |
Kumları Chihuly camı içinde şekillendirmek için sıcaklığa ve baskıya ihtiyaç vardır. | Open Subtitles | بحاجة للضغط والحرارة لجعلهم قادرين على مواجهة العقبات |
O gazete Cumartesi günü yayınlanıyor, ama Perşembe günü baskıya giriyor. | Open Subtitles | يتم نشر هذه الصحيفة يوم السبت و لكنها تصل إلى المطبعة يوم الخميس |
Demek istediğim "Yıllık baskıya gitti". | Open Subtitles | ماقصدته انه اقول " لقد ذهب للطباعه " |
baskıya bu gün geçmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن أتلقى الإجابة اليوم يجب أن أخبر عامل الطباعة |
Palmer, yönetimdeki siyasi baskıya dayanamayacak, ...hele ki halkınkine. | Open Subtitles | لن يستطيع الرئيس بالمر تحمل الضغوط السياسية من قبل إدارته ناهيك عن ارادة الشعب |
Amanda'dan öğrendiğim şeyin şaşırtıcı yanı, birçoğumuzun 3B baskıya bakıp kendi kendimize bunun geleneksel metotların yerine geçeceğini söylememiz. | TED | الأمر العظيم عما تعلمته من أماندا هو أن كثيرا منا ينظرون للطباعة الثلاثية الأبعاد ونقول لأنفسنا أنها ستستبدل طرقا تقليدية. |
İnsanlar, bir oğlanın bu kadar baskıya dayanamayacağını söyledi. | Open Subtitles | قال الناس أن ذلك عبء كبير على فتى مثله. |
Bu bozulma, her türlü uyumsuzluk, baskıya karşı savaşta yere attığımız ilk zırh eldiveni olabilir. | TED | الاعتراض، وأي شكل للنشوز، يمكن أن يكون عائق نعبره في المعركة ضد الاضطهاد. |