Bu, Karen Burg'ün laboratuvarından bir örnek, göğüs kanseri hücrelerinin izini basmak için mürekkep püskürtme teknolojileri kullanıyorlar ve kanserin ilerlemesi ve tedavisi üzerine çalışıyorlar. | TED | وهذا مثال من مختبر كارين بورغ، حيث أنهم يستخدمون تقنيات الحبر النفاث لطباعة خلايا سرطان الثدي ودراسة نموها وعلاجاتها. |
Okulda bir edebiyat dergisi çıkarmak istiyorum, ve ilk 100 kopyasını basmak için paraya ihtiyacım var. | Open Subtitles | ومحتاج للمال لطباعة اول 100 نسخة تقريباً |
Fahişelerin ilanlarını basmak için eski kağıtları kim kullanır ki? | Open Subtitles | من يستخدم ورق قديم لطباعة الإعلانات للعاهرات؟ |
Ve bu yüzden 1455 yılında bütün Batı Avrupa binlerce, hatta yüzbinlerce bağışlayıcı basabilmek iin baskı makinesi satın almaya başladı, sizi cehenemin ortasından çıkarıp cennete sokmaya yarayacak bağışlayıcıları basmak için. | TED | وعليه بدأت كل أوروبا الغربية في شراء المطابع عام 1455 لطباعة الآلالف ثم مئات الآلالاف، ثم في نهاية المطاف الملايين لقطعة صغيرة من الورق التي تنقلك من الجحيم الى الجنة. |
Bu delilerin butonlarına basmak için çaba sarfediyordu. | Open Subtitles | هي كانت تفعل كل مافي وسعها لتضغط زر اولئك المجانين |
Yaz. Sözlerini basmak için daktilo kullanmıyor musun? | Open Subtitles | نوع , ألا تستعمل النوع لطباعة كلماتك ؟ |
Belki Anderson'larda bulunan fidye mektubunu basmak için neden sizin yazıcınızın kullanıldığını açıklayabilirsiniz. | Open Subtitles | لطباعة رسالة الفدية (التي وجدناها في منزل (أندرسون ماذا؟ |
Kapağı basmak için iki gün süreniz var. | Open Subtitles | لديك يومان لطباعة الغلاف |
Butona basmak için sabırsızlanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا تُطيق الانتظار لتضغط الزر أليس كذلك؟ |