Güneş battığında, gelen sesin kurda mı, köpeğe mi ait olduğunu ayırt edemezsin uzaktan. | Open Subtitles | عندما تغرب الشمس لا يمكنكِ أن تميّزي اذا كان صوت كلب أو ذئب من مسافة بعيدة |
Güneş battığında burada olmayı pek istemem doğrusu. | Open Subtitles | أنا لا أحب أن أكون هنا عندما تغرب الشمس. |
Güneş battığında oluşan foto sentetik tepki açılmasını sağlıyor. | Open Subtitles | تفاعل التوليف البصري يجعلها تتفتح عند غروب الشمس |
O'nun kalp atışları, bu dalgalarla birlikte ritm halinde atardı... ve güneş battığında, içine bir nefes alıp, bu toprakları kutsardı... | Open Subtitles | كان نبض قلبه بأمواج هذه المياه وعند غروب الشمس زي كان يبارك الأرض بحركته الرائعة هذه |
Görünene göre, güneş her battığında öleceğini düşünen şarkı söyleyen bir kuş varmış. | Open Subtitles | على مايبدو، هناك نوع من الطيور يعتقدون أنه يموت كل مرة تغيب الشمس. |
Ama yarın, oyunlar bittiğinde ve güneş battığında... disiplin gevşer... ve belki sizi buluştuğumuz yere götürebilirim. | Open Subtitles | و لكن غدا ، حين تنتهى اللعبة و تغيب الشمس سيكون النظام سهلا و ربما ستتاح لى الفرصة ان اقودك لمكان لقائنا |
Teknem battığında, ya sürüklenmiş ya da batmıştır. | Open Subtitles | عندما غرق قاربي, كان إما البدله أو الغرق |
Güneş battığında Lut, şehrin kapısında oturuyordu. | Open Subtitles | وتصادف عندما غربت الشمس كان لوط جالسا على باب المدينة |
Houston battığında, kıyıya gerçek bir kumandanla beraber çıktık. | Open Subtitles | أنا مجرد مجند عادى بالبحرية , درجة ثانية عندما غرقت هيوستن , وصلت إلى الشاطئ مع أحد الضباط , قائد حقيقى |
Güneş battığında asla tahmin edemeyeceğim binlerce şeye kaynaklık edecek. | Open Subtitles | و عندما تغرب الشمس, ستشرق على, ألالاف الأمور التي لم أكن أتخيلها, |
Görünüşe bakılırsa güneş battığında durmaya programlanmışlar. | Open Subtitles | حسناً, يبدو أنه عندما تغرب الشمس إنهم مُبرمجون على أن يُكَوِّنوا قطعاناً |
Tüm hayatım boyunca beni boğan sözler şöyleydi: Ellerini hep görebilecekleri yerlerde tut, çok hızlı hareket etme, güneş battığında kapüşonunu çıkar. | TED | هذه أنواع من الرسائل التي كانت تلاحقني طيلة حياتي: دائمًا أبقِ يديك في مكان يرونها فيه، لا تتحرك بسرعة، انزع قبعتك عندما تغرب الشمس. |
Yanına biraz su al. Güneş battığında burada ol. | Open Subtitles | خذ الكثير من المياه وارجع عند غروب الشمس |
Güneş battığında, adada yapayalnız ümitsiz, çaresiz en çok korktuğun şeyin ne olduğunu bile bilmiyordun. | Open Subtitles | وحيداً على الجزيرة، عند غروب الشمس بدون أمل.. بدون أيّ مساعدة |
Şifacı, güneş battığında öleceğini söylüyor. | Open Subtitles | قالَ الطبيب أنها ستموت عند موعد غروب الشمس |
Güneş battığında ise işler tamamen değişir. | Open Subtitles | مع ذلك عندما الشمس تغيب , هي قصّة مختلفة. |
Sadece güneş battığında Toby, kişisel işlerini halletmeye zaman buluyor. | Open Subtitles | فقط عِندما تغيب الشمس يكون لدى توبي الوقت للتعامل مع المشكلة المنزلية. |
Güneş battığında burası boşalmış olacak. Ama o kadar vaktimiz yok. | Open Subtitles | هذا المكان سيصبح خاليا عندما تغيب الشمس، لكنّنا لا نملك الوقت لذلك. |
Nasıl bir ağabey olduğumu. Ve o gemi battığında o kişi de öldü. | Open Subtitles | الأخ الذي كنتُه، وكيف أنّه على الأرجح مات مع غرق ذلك الزورق. |
Santa Esperanza battığında cizvitlik, Papa Clement tarafından kaldırılmıştı. | Open Subtitles | (في وقت غرق الـ(سانتا إسبيرانزا إن اليسوعيون كانوا مطرودين من قبل البابا الرحيم |
Güneş battığında, tekrar koştu. | Open Subtitles | ...ثم حين غربت الشمس ركض مجددا |
Bir akşam, güneş battığında | Open Subtitles | $ في ذات أمسية حينما غربت الشمس $ |
battığında teknede en az beş kişi vardı. | Open Subtitles | كان هناك 5 على الأقل على متنها عندما غرقت |
Hayatım boka battığında ben hep öyle yaparım. | Open Subtitles | هذا ما أفعله كل مره عندما تعود زوجتى لروث الكلاب |