Koşarken bayılıp düşen bir adamın, en azından bir kırığı olmasını beklersin. | Open Subtitles | , عندما يغمى على شاب بينما يركض على الأقل اكسر شيئاً |
Tır şoförüne evet deyip motel odasına giderdik, herif bayılıp ölürdü biz de beleşe tırı alırdık. | Open Subtitles | لا أعرف، نقول نعم لسائق الشاحنة نذهب الى غرفة الفندق.. يغمى عليه ويموت ونخرج بشاحنة كبيرة مجانية |
bayılıp duruyor. Galiba kafatası çatlamış. | Open Subtitles | يغمى عليه دائماً، أعتقد تحطم رأسه |
Kendine gel. bayılıp durma. | Open Subtitles | لا تفقد وعيك, هيا, لا تتلاعب معي |
bayılıp kalmayacaksın ya? Hayır efendim. | Open Subtitles | لن تفقد وعيك او نحوه أليس كذلك؟ |
Bir keresinde bir kadın bayılıp başını çarptı ve haberleri hastanede vermek zorunda kaldım. | Open Subtitles | مرة اغمي على امراة وصدمت رأسها واضطررت لاخبارها مرة اخرى في المشفى |
Ben bayılıp kafasını çarptığını düşünmüştüm. | Open Subtitles | اظن انها قالت انه اغمي عليها و ارتطمت برأسها |
Kanepende bayılıp duracağım. | Open Subtitles | سأظل يغمى عليَّ على أريكتك |