Elbette, Bay Kessler. Tanrı her iki tarafın da yanındadır. | Open Subtitles | ، بالتأكيد ستسألني عن ذلك سيد كيسلر الإله مع الكل |
Böyle bir zamanda Almanya'ya gelebildiğinize göre, çok cesur biri olmalısınız, Bay Kessler. | Open Subtitles | .. شجاعة عظيمة منك، سيد كيسلر للقدوم لألمانيا بهذا الوقت |
Şimdi, Bay Kessler, sizden bu açık görüşlülüğünüzü kanıtlamanızı istiyorum, ve bana ufacıkta olsa bir şefkat göstermenizi istiyorum. | Open Subtitles | الآن سيد كيسلر ، أنا أطلب منك .. أن تثبت تفتّح عقلك وإظهار بعض العطف لي |
Bunun sizi nasıl sarstığını anlayabiliyorum. Lütfen Bay Kessler! | Open Subtitles | أنا أُقدّرُ مدى أُنزعاجُك من فضلك سّيد كيسلر |
Beni bağışlamalısınız Bay Kessler, ifadenizi göz önüne aldığımda kötü bir şok yaşamış birinin verdiğini görüyorum. | Open Subtitles | سَتَغْفرُ لي سّيد كيسلر إذا أَعتبرتُ شهادتَكَ صادرة من شخص كان قد مَرَّ بصدمة شديدة |
Bekle. Görüyorum ki, genç Bay Kessler teminat parasını henüz. | Open Subtitles | انتظر ، أرى بأن السيد كيسلر لم يدفع ضمانه بعد |
Beni bağışlayın, Bay Kessler, fakat bu bir çift Crockett Jones'u (ayakkabı markası) | Open Subtitles | اعذرني ، سيد كيسلر .. ولكني وجدت هذا الزوج من الأحذية |
Sana nazikçe, çok nazikçe rica ediyorum, Bay Kessler, alçakgönüllü olmadan, hiçbir yere gelemezsiniz. | Open Subtitles | ، ولكني أطلب منك بلطف .. بلطف ، سيد كيسلر بدون تواضع لن تصل لشيء |
Pekala, Bay Kessler, bilmek istediğimiz şey şu,... eğer temizlik sorumlusu buna benzer şekilde doldurulmuş bir yeşil kartı size uzatsaydı ne yapardınız? | Open Subtitles | .. حسناً سيد كيسلر ، نود أن نعرف .. ماذا ستفعل لو أن عامل النظافة أعطاك بطاقة خضراء معبّأة بهذا الشكل |
Demek istediğim, Bay Kessler onun şirketinin malının bizimki ile yarışamayacağının farkında çünkü tadı bok gibi ve bize düzmece bir dava açtılar ki bu gerçeği saklayabilsinler. | Open Subtitles | ما أحاول الوصول إليه سيد كيسلر هو إدراك حقيقة أن منتجه لا يستطيع منافسة منتجنا لأن مذاقه سيء |
Tanrı böylelerine hiç merhamet etmez, Bay Kessler. | Open Subtitles | ليس لديه رحمة على هؤلاء ، سيد كيسلر |
Hoşgörünüzü test etmeme izin verin Bay Kessler. | Open Subtitles | اسمحلي باختبار رحابة صدرك سيد كيسلر |
Bay Kessler, bir keresinde bana | Open Subtitles | .. سيد كيسلر ، لقد أخبرتني مرةً |
Hoşçakalın, Bay Kessler, ve Mutlu Noeller. | Open Subtitles | وداعاً سيد كيسلر ، وعيد ميلاد مجيد |
Gariptir ki Bay Kessler siz ve karınız hakkında hiçbir kayıt bulamadık. | Open Subtitles | حسنا... سيد كيسلر لم يحالفنا الحظ بالعثور على اي تسجيلات تَخصك انت وزوجتك. لا يوجد تسجيلات منزليه, او قروض بنكية... |
Katolik misiniz, Bay Kessler? | Open Subtitles | هل أنت كاثوليكي ، سيد كيسلر ؟ |
Hoşgeldiniz, Bay Kessler. | Open Subtitles | أهلاً ، سيد كيسلر |
Tanıştığımıza sevindim demeyecek misiniz Bay Kessler. | Open Subtitles | لا استطيعُ القَول باننا مسرورون لمُقَابَلَتك سّيد كيسلر |
Bay Kessler kendinizi telaşa vermemeye çalışın. | Open Subtitles | سّيد كيسلر حاول أَنْ لا تُثيرَ نفسك |
Bay Kessler beni zor durumda bırakıyorsunuz. | Open Subtitles | لقد وَضعتَني في موقف محرج سّيد كيسلر |
- Jack'i görmek istiyorum. - Bay Kessler! | Open Subtitles | اريد ان ارى جاك سّيد كيسلر |
Aslında anlamadım, fakat Bay Kessler sizi bir süite yerleştirir. | Open Subtitles | لا في الواقع ولكن السيد "كيسلر" سوف يأخذك لتقيم في جناحك. |