Cadılar bayramı için birisinin senin gibi giyindiğini düşün. | Open Subtitles | جرّب أن يرتدي شخص يشبهك نفسك زيّك في عيد القدّيسين |
Burada kimse Cadılar bayramı için hazırlanmıyormuş. | Open Subtitles | اتضح أنْ لا أحد يرتدي زيّا في عيد الهالوين هنا |
Jack, sana bir sonraki cadılar bayramı için planlar getirdim. | Open Subtitles | جاك، أنا عندي خطط لعيد القدّيسين القادم. |
Jack, sana bir sonraki cadılar bayramı için planlar getirdim. | Open Subtitles | جاك، أنا عندي خطط لعيد القدّيسين القادم. |
Annemle babam Lodi bayramı için beni bekliyorlar. | Open Subtitles | الأمّ والأَبّ طلبو مني الرُجُوع للبيت للإحتِفال بالعيد |
Bronz bir tenin cadılar bayramı için iyi bir kostüm olacağını ben düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد فعلاً أن الرجل المحروق من الشمس زي جيد من أجل عيد القديسين |
Saçma mısır koçanlarının dekorasyon olduğunu varsaysam bile onlar Şükran Günü için, Cadılar bayramı için değil. | Open Subtitles | حتى لو سميت تلك الذرة السخيفة بأنها زينة فهي مخصصة لعيد الشكر و ليس للهالوين |
Şey, Cadılar bayramı için... perili bir evde, orak hücreli anemi için... para toplamak adına bir etkinlik düzenliyorum. | Open Subtitles | حسناً ، من أجل الهالويين أنا أقوم بإستضافة منزل مسكون لجمع تبرعات لصالح مرضى فقر الدم المنجلي |
Çalışanların Cadılar bayramı için giyinmesi çok hoş olmuş bence. | Open Subtitles | انا يعجبني ان الموظفين يلبسون من اجل عيد القديسيين |
Bir keresinde, cadılar bayramı için çörek adam gibi giyinmiştim. | Open Subtitles | ذات مرة لبست كبائع الكعك الصغير في عيد القديسين |
Bir kadın, Cadılar bayramı için seksi mi komik mi olacağına karar vermemeli. | Open Subtitles | حسناً ، المرأة لا ينبغي أن أن تختار بين أن تكون مثيرة و مضحكة في عيد القديسين |
Cadılar bayramı için çocuklara almıştım. | Open Subtitles | أخذتها من ولدي في عيد القديسين الماضي. |
İşte şimdi Cadılar bayramı için ne giyeceğimi kesinlikle biliyorum. | Open Subtitles | -بتُّ أعرفُ الآن ما سأكون في عيد القدّيسين |
Benim kasabamda tüm anneler, Cadılar bayramı için kostüm giyerler. | Open Subtitles | , الأمهات في بلدتي يتأنقون لعيد القديسين |
Cadılar bayramı için sakla, sat, bir şey yap işte! | Open Subtitles | احتفظ به لعيد الهالووين , أو أذهب لحفلة لاو بهاواي أو بعه على الانترنت لا أعلم |
Cadılar Bayramı çok daha büyük. Cadılar bayramı için gelmelisin. | Open Subtitles | عيد القديسين أكبر أكبر بكثير يجدر بك أن تأتي لعيد القديسين |
Tatlım, turuncu, doktor randevuları için Cadılar bayramı için değil. | Open Subtitles | -ابتهج عزيزي، اللون البرتقالي يعني مواعيد الطبيب ليس لعيد القديسين |
Annemle babam Lodi bayramı için beni bekliyorlar. | Open Subtitles | الأمّ والأَبّ طلبو مني الرُجُوع للبيت للإحتِفال بالعيد |
Bu akşam Cadılar bayramı için ne planın var? | Open Subtitles | ما الذي ستفعلينه الليلة من أجل عيد جميع القديسين؟ |
Niye böyle giyindim sanıyorsun, cadılar bayramı için mi? | Open Subtitles | -لماذا تعتقد أنى أرتدى هكذا ؟ من أجل عيد القديسين ؟ |
Cadılar bayramı için, her şey bir milyoncudan bir poşet dolusu markasız şeker alır ve bir sepete koyup, evin tüm ışıklarını kapatırdı ve böylece... kimse evde olduğumuzu anlamazdı. | Open Subtitles | لذا ، للهالوين ، إشتروا حقيبة ضخمة وليس بها حلوة من مخزن الدولار وتركوها في سلة وأغلقوا جميع أضواء المنزل |
Bu yılki Cadılar bayramı için... | Open Subtitles | من أجل الهالويين لهذا العام |
Jabbar, köşedeki yelkenli teknenin Cadılar bayramı için bir korsan gemisi gibi süslendiğini duydum. | Open Subtitles | (جبار)، سمعت أن القارب المجاور مزين كقارب قراصنة من اجل عيد القديسين |