Son ödevimi beğenmediği için düzeltmem gereken bir kaç yerden bahsetti. | Open Subtitles | لم يعجبه للموضوع الذي إخترت تقديمه للإمتحان النهائي. |
Son ödevimi beğenmediği için düzeltmem gereken bir kaç yerden bahsetti. | Open Subtitles | لم يعجبه للموضوع الذي إخترت تقديمه للإمتحان النهائي. |
O beğenmediği her şeyi yiyen kana susamış bir manyak. | Open Subtitles | إنه مجنون متعطش للدماء يأكل كل شيء لا يعجبه |
Şeker, elbise gibi beğenmediği şeyleri atıyor. | Open Subtitles | انها تتخلص من الاشياء التي لا تعجبها ، مثل الحلوى والملابس انها لا تفعل ذلك معك |
Kadın çıktığı erkekten bahseder hoşuna gitmeyen ve beğenmediği şeyleri anlatır. | Open Subtitles | فتاة تتحدث عن الشاب الذي تواعده وتقول الأشياء التي لا ترضيها والأشياء التي لا تعجبها |
Paranı iade ediyorum. Çünkü kimse beğenmediği bir yemek için para ödememeli. | Open Subtitles | ولذا أُرجع لكِ المال لأنه لا ينبغي .لأحد أن يدفع في طعام لم يعجبه |
Ya da bir davalı, savcısını beğenmediği zaman savcının daha önce anlaşmazlık yaşadığı bir avukat tutsun ve savcıdan kurtulsun. | Open Subtitles | إلّا لو بالطبع لو أردت تقدمي بأن بأيّ لحظة المدعى عليه ،لا يعجبه المدعي العام كل ما عليهِ فعلهُ هو أن يعيّن محامي |
Yönetmen çıkardığı işi beğenmediği için iptal edilen 120 dolarlık bir filmle mi Vince'i satacaksınız? | Open Subtitles | ستقنعني بـ(فينس) استناداً على فيلم ميزانيته 120 مليون تم إيقافه لأن المخرج لم يعجبه أدائه؟ |
Bu beğenmediği anlamına geliyor. Ne? | Open Subtitles | ذلك يعني أنه لم يعجبه الأمر - ماذا؟ |
Ronald Reagan tarafından bu uygulama konuldu ve beğenmediği bir patent ile karşılaşıIdı. | Open Subtitles | أسسها (رونالد ريغان) ومن النادر ألا تعجبها براءة اختراع |