Ceset arıyoruz, öyleyse gidelim ve getirelim şu cansız bedenleri. | Open Subtitles | نحن رسميا نبحث عن تائهين لنعود الى هنا ونجلب الجثث |
Çocukluğumda KGB bana, donmuş bedenleri hapishane dışına taşıma işini yaptırırdı. | Open Subtitles | كطفل اعتدت أن أٍاعد الاستخبارات السوفييتة اجر الجثث المتجمدة خارج السجون |
Gerçek şu ki virüsü bulamadık ama virüs taşıma ihtimali olan bedenleri güvenli bir şekilde çıkarmak için yeni teknikler geliştirdik. | TED | الحقيقة هي أننا لم نجد الفيروس، لكننا قمنا بتطوير تقنيات جديدة لأخراج الجثث بأمان، والتي قد تحتوي على فيروسات. |
Ölmekle kalmazlar, bedenleri artık tanınacak vaziyette değildir. | TED | وإنها لم تقتل الجميع فقط ولكنها شوهت الأجساد بحيث لم تعد تعرف |
Daha sonra, binlerce veya milyonlarca yıl boyunca, kuşların bedenleri bu yeni davranışa uyacak şekilde değişir. | TED | ثم بعد آلاف أو ملايين السنين، تتغير أجساد الطيور لتتلاءم مع هذا السلوك الجديد. |
Savaş zamanı sırasında gördüklerim yüzünden berbat kabuslar görüyorum, özellikle de cansız küçük çocuk bedenleri. | TED | أعاني من كوابيس فظيعة ، بسبب كل الذي ما شهدته خلال الحرب، خصوصاً الجثث الهامدة للأطفال الصغار. |
bedenleri nitrik asit tanklarında yok edebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا وضع الجثث في صهريج حامض النيتريك. |
...ve bütün hepsi morga doğru akmış ve bütün ölü bedenleri hayata döndürmüş. | Open Subtitles | وتسربت إلى المشرحــة وجعلت الجثث تتحرك وكأنها حية |
Ancak Pasifik somonlarının parçalanan bedenleri büyüyen yumurtalarına yiyecek sağlayan nehirleri besler. | Open Subtitles | لكن الجثث المتحللة لسلمون المحيط الهاديء تغذّي الأنهار مزوّدة الطعام الوفير لبيضهم النامي |
Ve MÖHK bölgeye gelip cansız bedenleri Arap Denizi'ndeki gemilere götürüyordu. | Open Subtitles | و"جي-سوك" كانوا على الأرض، يخطفون الجثث ويأخذونها للبارجات في بحر العرب. |
Tren garında elimizde paletler bedenleri resmedebilirdik. | Open Subtitles | حسناً، إننا نقف على السكك الحديدية العامة مع وتد في أيدينا ونحدد الجثث. |
bedenleri elbiseye dönüşüyor. Kılık değiştirip, bunun içine... | Open Subtitles | لقد حولوا الأجساد إلى حُلل تنكرية ليخفواالشئالذىبداخلها.. |
Dünya teknolojisi ile beyin transferi yapmak yerine, bedenleri güçlendirmeye başladılar. | Open Subtitles | بدأوا في ترقية الأجساد الكاملة بدلاً من زرع الأمخخة بواسطة التكنولوجيا الأرضيّة |
Sorunlu öğrencilerin evlerini ziyaret ettiğimde, ...ailelerinin sağlıklı bedenleri oluyor ama; | Open Subtitles | عندما اقوم بزيارة بيوت الطلاب اصحاب المشاكل، يكون لدى ابائهم أجساد سليمة لكن العقول ليست كذلك |
Ama yanlış olduğunu bile bile bedenleri ele geçiriyorsun. | Open Subtitles | لكنك استحوذت على أجساد رغم علمك أن هذا خطأ |
Sanırım Raja'nın kültüründe, erkekler bedenleri konusunda daha rahat, ...ama Amerika'da bir lisenin soyunma odasında, ...bu tür bir davranışın tek bir anlamı olabilir... | Open Subtitles | اظن انه في ثقافةِ راجا ان الرجال مرتاحون مع اجسامهم ولكن في أمريكا في غرفة خزانات المدرسة الثانوية |
Planktonların atalarının bedenleri bugün yaktığımız karbonun çoğunu telafi ediyor. | TED | الحقيقة أن أجسام أسلاف العوالق تعوض الكثير من الكربون الذي نحرقه اليوم. |
bedenleri gerçekten aç kalıyorsa ne öğrenebilirler? | TED | كيف يمكنُ لهم التعلم إذا كانت أجسامهم تشعرُ بالجوع تمامًا؟ |
Adını bilmediğim bir kurumda bedenleri araştırma için saklanıyormuş. | Open Subtitles | وبعض المنظمات تُبقي جثتيهما من أجل الأبحاث... |
bedenleri bana çok şey anlatıyor. Kendimi onun yerine koymamı sağlıyor. | Open Subtitles | تخبرني جثثهم بالكثير، وتساعد في التبادل. |
Aslında tişört yaptıracaktım ama bu sefer bedenleri tahmin etmek zorunda kalacaktım. İncinecektiniz falan, gereksiz. | Open Subtitles | كنت سأطلب أقمصة ، لكن وقتها سيجب أن أحصل على المقاسات ، ومشاعر بعضكم قد تتأذى ، إنها فوضى |
Tech kablosuz çalışıyor; insanlar sağda solda bedenleri çalıyor hâlâ. | Open Subtitles | الألكترونيات أصبحت من دون نطاق الناس أصبحت تُسرق أجسادهم في كل مكان |
Bütün cesur ruhların bedenleri bana nasıl doktor olacağımı öğretti. | Open Subtitles | كل تلك النفوس الشجاعة التي علّمتني أجسادها كيف أكون طبيبة. |
Onların bedenleri de büyük bir sorunun ortasında. | Open Subtitles | وأجسادهم.. فى فوضى من نوعِ ما |
Bana göre, savaş ve hastalıktan etkilenen ruhları iyileştirmeye başlamanın yolu bedenleri için rahat ve ekonomik arayüzler oluşturmaktır. | TED | بالنسبة لي نقطة البدء بعلاج أرواح أولائك المصابين بالحرب والمرض هي بإنتاج واجهات مريحة و بأسعار معقولة لأجسادهم |
Sonunda yetişkin bedenleri üretmeye başladılar. | Open Subtitles | أخيرا بدأووا يصنعوها بمقاسات للكبار |