Elbette ama kişisel görüşmelerinizi yapmak için belirlenen saatleri beklemelisiniz. | Open Subtitles | بالطبع، لكن يجب أن تنتظري حتّى تجري مكالمتك الشخصيّة، أثناء ساعات معينة. |
O zaman belkide dışarıda beklemelisiniz. | Open Subtitles | إذاً ربما يجب أن تنتظري بالخارج |
Hala kendinizi bu işe adamadan önce beklemelisiniz derim. | Open Subtitles | ما زلت أعتقد أن عليك الانتظار قبل توريط نفسك |
Fakat onu kullanmak için düşmanlarınızın size gelmesini beklemelisiniz. | Open Subtitles | ولكن مع ذلك ، عليك الانتظار عدوك حتى يأتي إليك |
Bu yüzden dövüşmeye başlamadan önce 2 ay beklemelisiniz. | Open Subtitles | لذا عليكما الإنتظار شهران قبل بدء القتال. |
Şimdi değil beyler. Hayır, beklemelisiniz. | Open Subtitles | ليس بعد، يا فتيان، لا، لا، يجب أن تنتظروا |
Çocuklar burada değil. Evde beklemelisiniz. | Open Subtitles | الأطفال ليسوا هنا، يجب أن تنتظرا في شقتكم |
Efendim, kan tahlini sonucu gelene kadar beklemelisiniz. | Open Subtitles | سيدي , عليك أن تنتظر حتى تصلنا نتائج تحليل الدم |
Hala uğraşıyoruz. Biraz beklemelisiniz, tamam mı? | Open Subtitles | نحن نعمل عليها يجب أن تحمل ضيّقة فترة، حسنا؟ |
Bayan Dickerson, kocanızın odasına dönüp orada beklemelisiniz. | Open Subtitles | يا سيدة (ديكرسون) عليكِ أن تعودي إلى غرفة زوجكِ و تنتظري هناك , مفهوم؟ |
Ama tatlıya kadar beklemelisiniz. | Open Subtitles | لكن يجب أن تنتظري التحلية. |
Bayan Hopewell, bence gerçekten ambulansı beklemelisiniz. | Open Subtitles | أقترح بشدة أن تنتظري سيارة الإسعاف يا سيدة (هوبويل) |
O zaman dışarıda beklemelisiniz. | Open Subtitles | أذا يجب ان تنتظري بالخارج |
Üzgünüm, hanımefendi ama doktoru beklemelisiniz. | Open Subtitles | ولكن يجب أن تنتظري الطبيب |
Saldırıyı durdurup sabahı beklemelisiniz. | Open Subtitles | يجب عليك الانتظار واستئناف الهجوم عند الفجر. |
Saldırıyı durdurup sabahı beklemelisiniz. | Open Subtitles | .يجب عليك الانتظار واستئناف الهجوم عند الفجر |
Sadece diğer adamınızın yeni frekansa girmesini beklemelisiniz. | Open Subtitles | سيكون عليك الانتظار فحسب حتّى يبدّل الرجل الآخر للتردّد الجديد |
Doğru evin çıkması için beklemelisiniz. | Open Subtitles | يجب عليك الانتظار للملكيه المناسبه لكي تحصل عليها |
Gerçekten evlenebilmek için 24 saat beklemelisiniz. | Open Subtitles | عليكما الإنتظار 24 ساعة قبل أن تحظيا بالزواج. |
Hemşire girebilir, dışarıda beklemelisiniz. | Open Subtitles | فقط الممرضة , آسف ولكن يجب أن تنتظروا هنا |
Bunu söylemek istemezdim ama öğrenmek için beklemelisiniz. | Open Subtitles | هل تعلمون شيئاً، أكره أن أقول ذلك عليكم أن تنتظروا لتعرفوا، أعلم ذلك |
Gece olana kadar beklemelisiniz. | Open Subtitles | يجب أن تنتظرا هنا إلى حلول الليل. |
Son olarak, ortalığın yatışmasını beklemelisiniz, hızlı hareket etmeli ve herkesi susturmalısınız. | Open Subtitles | في كل الأحوال عليك أن تنتظر هدوء الأوضاع تتحرك بسرعة و تحافظ على الهدوء |
Hala uğraşıyoruz. Biraz beklemelisiniz, tamam mı? | Open Subtitles | نحن نعمل عليها يجب أن تحمل ضيّقة فترة، حسنا؟ |