Oğlun daha fazla beklemeyecek. Çıkıp babasını görmek isteyecek. | Open Subtitles | لن ينتظر أبنك بعد الآن يريد الخروج لرؤية أبيه |
Benim kızımı beklemeyecek kadar aptal değildir. Git al onu bebeğim. | Open Subtitles | سيكون أحمق إذا لم ينتظر ابنتي اذهبي إلية وحصلي علية يا عزيزتي |
Bunu yapacak Mac, ve intikam için mahkeme gününü de beklemeyecek. | Open Subtitles | وسوف نفعل ذلك، ماك، وانه لن ينتظر لتاريخ المحكمة لالاسترداد. |
Benim kızımı beklemeyecek kadar aptal değildir. Git al onu bebeğim. | Open Subtitles | سيكون أحمق إذا لم ينتظر ابنتي اذهبي إلية وحصلي علية يا عزيزتي |
Vaktimiz azalıyor. Uçak bizi beklemeyecek. | Open Subtitles | .الوقت ينفذ منا .الطائرة لن تنتظرنا |
Yeni bir fırsat daha beklemeyecek. | Open Subtitles | لن ينتظر فرصة اخرى كي تأتي الان سيخلق واحدة |
Ne söylüyor sana bilmiyoru ama, birlikte hareket etmeniz için sonsuza kadar seni beklemeyecek. | Open Subtitles | أيًا كان ماسيقوله فهو لن ينتظر طويلًا من أجلكِ ومن أجل أن تصلحي حالك |
Bölgedeki hava yüzünden öyle heyecanlanacak ki beklemeyecek. | Open Subtitles | مع هذا الطقس بالمنطقة سيكون سعيدا للغاية ولن ينتظر |
Bu gösteri çok daha cesur ve büyük olacak ve bunun için 25 yıl beklemeyecek. | Open Subtitles | و هذا البيان سيكون أكبر و أكثر جرأة و لن ينتظر 25 عاما |
Hayır, bunu yapan iki gün daha beklemeyecek. | Open Subtitles | كلّا، أيًّا كان الفاعل لن ينتظر يومين أخريَين. |
Sana yemin olsun dostum gerçek düşman fırtınayı beklemeyecek. | Open Subtitles | وأنا أعدكَ ياصديقي أن العدوّ الحقيقي لن ينتظر العاصفة |
Sana yemin olsun dostum gerçek düşman fırtınayı beklemeyecek. | Open Subtitles | وأعدكم يا أصدقاء العدوّ الحقيقي لن ينتظر خمود العاصفة. |
Gerçek düşman fırtınayı beklemeyecek. | Open Subtitles | لن ينتظر العدو الحقيقي طويلاً في العاصفة |
İzleyici gösterinin sonunu beklemeyecek, ortasında alkışlamaya başlayacaklar! | Open Subtitles | لكن الجمهور لن ينتظر حتى نهاية العرض لكي ! يصفقوا لهم بحرارة |
Bay Hendrix sonsuza dek beklemeyecek. İşe koyulalım mı çocuklar? | Open Subtitles | السيد "هندريكس" لن ينتظر إلى الأبد هلا بدأنا العمل , يا أولاد ؟ |
Evlenene kadar beklemeyecek bir kızı bulma ihtimalim ne ki? | Open Subtitles | ماهي حظوظي مع شخص لن ينتظر حتى يتزوّج؟ |
Bu her kimse, seçim gecesine kadar beklemeyecek. | Open Subtitles | انظر مهما يكن هذا فإنه لن ينتظر until election night. حتى ليلة الانتخاب |
Gerçek düşman fırtınayı beklemeyecek. | Open Subtitles | العدو الحقيقي لن ينتظر أن تنقشع العاصفة |
Söylerim ama sanırım daha fazla beklemeyecek. | Open Subtitles | سأقول له ولكنه لن ينتظر |
Kilise bizi beklemeyecek. Evet. Senin sıran. | Open Subtitles | لن تنتظرنا الكنيسة دورك |
Uçak bizi beklemeyecek! | Open Subtitles | تلك الطائره لن تنتظرنا! |