Aslında bu dansı Riverbotham Dükü'ne söz vermiştim... ama beyimiz burada olmadığına göre beklesin. | Open Subtitles | وعدت هذا الرقص حقا إلى دوق ريفيربوسام. . لكن كالشخص الممل الكبير السن ليس هنا، نحن سنتركه ينتظر. |
beklesin, her ikisini görene kadar. | Open Subtitles | أخبره أن ينتظر حتي يجتمعوا جي آر 13 أوقف اطلاق النار |
Herkes benim gelmemi beklesin. Şimdi oraya geliyorum. | Open Subtitles | الأن اريد كل شخص ينتظر ذهابي, أنا القائدة الأن |
Biri kafeteryaya gelip benimle beklesin lütfen. | Open Subtitles | فليأتي أحدكم إلى الكافيتريا من فضلكم لينتظر معي. |
Ofisimde beklesin. | Open Subtitles | سأقابله عندما انتهي هنا اخبره بأن ينتظرني في مكتبي |
Ölmek istemeyen biri neden bu kadar beklesin? | Open Subtitles | لماذا ينتظر أحد طوال هذه الفترة ان لم يكن يريد الموت؟ |
Sen ona söyle beklesin sonra onu tutmayalım. | Open Subtitles | فقط أقول له أن ينتظر وانا لن تساعده في المرة القادمة أنا الآن لأن ظهره لن تصمد. |
Sevişmek için kim 3 ay beklesin? | Open Subtitles | من يحتاج أن ينتظر 3 أشهر حتى يمارس الجنس ؟ |
Eğer bu adam çatıda gizleniyorsa, tüm yol boyunca kameraların bağlantısını kesmesine rağmen gelip onu almamız için neden beklesin? | Open Subtitles | اذا كان هذا الرجل يختبأ على السطح لماذا قد ينتظر كل الطريق حتى يصل إلى باب العبور ليوقف الكاميرا؟ |
Neden hayalet ortaya çıkmak için bu kadar beklesin ki? | Open Subtitles | لمَ ينتظر الشبح طوال هذه المدة حتى يظهر؟ |
Tassels beklesin şimdi. Şunu çözmem gerek. | Open Subtitles | تاسل عليه أن ينتظر أعتقد أنني حللت الأمر |
Hepsi yanıldı desek bile kızına ulaşmak için niye bu zamana kadar beklesin? | Open Subtitles | وحتىلوكانواكلهممُخطئين، لماذا ينتظر إلى الآن كي يتواصل مع إبنته ؟ |
Tıpkı kadının söylediği gibi. Parayla dönüşünü beklesin diye. | Open Subtitles | كما طلبت منه بأن ينتظر وصولها مع الاموال |
Bunun için 20 yıl bekledim. DeMille ben hazır ve iyi olana kadar beklesin. | Open Subtitles | إنتظرت 20 سنة، لهذه المكالمة الآن 'ديميل' عليه أن ينتظر لأصبح جيدة ومستعدة! |
Jo'ya söyle, çocuk ya da taşlar. Aramamızı beklesin. | Open Subtitles | أخبرى "جو" , الطفل أو المجوهرات وعليه أن ينتظر مكالمتنا |
Bırak arabada beklesin. Yabancılardan hoşlanmam. | Open Subtitles | دعــه ينتظر فى السيارة, لا أحب أن أقابل الغرباء . |
İyi işti. Herkes burada beklesin. | Open Subtitles | لقد أتممنا العمل لينتظر الجميع هنا |
Herkes benim işaretimi beklesin. | Open Subtitles | والآن لينتظر الجميع إشارتي. |
Herkes burada beklesin. | Open Subtitles | لينتظر الجميع هنا |
Uçup giden kuşlara söyle giden o dağın ardına, beklesin beni sevdiğim. | TED | ♪ ♪ أخبر الطيور التي تطير بالجوار ♪ ♪ أنه بعيداً ووراء الجبل ... ♪ ♪ هناك حبيبي ينتظرني. |
İçeride beklesin. Rahatsız edilmek istemiyoruz. | Open Subtitles | ضعها في الداخل, يمكنها أن تنتظر لانريد أن يزعجنا أحد |
Her ne yapıyorsan biraz beklesin. | Open Subtitles | انظر، أياً كان ما تقوم به، فإنه يمكنه الانتظار |