Buna bir an önce son verip, belgeyi almamız gerekiyor. | Open Subtitles | لابد أن ننهي هذا الأمر بسرعة ونحصل على هذه الوثيقة |
Sadece bir formalite,bu belgeyi imzaladıktan sonra sanat eseri bu eve dönene kadar koruma altına alınmış olacak. | Open Subtitles | مجرد شكليات لمرة واحدة وقعت هذه الوثيقة إن القطعة الفنيةَ مغطية حتى تعود إلى هذا المنزل |
Piskoposlar hepsi bir araya gelip, bu evliliğin şüpheli olup mahkeme tarafından feshedilmesi gerektiğini ilan eden bu belgeyi imzaladılar. | Open Subtitles | فجميع الأساقفة هنا وقعوا على هذه الوثيقة معلنين بأن الزواج به شك ويجب أن يفسخ بالمحكمة. |
Ve her belgeyi imzaladı. Onun önüne koyduk. Demek istediğim, harikaydı. | Open Subtitles | وأنها وقعت على كل وثيقة عرضناها عليها، أعني أنها كانت رائعة. |
Konoha adı altındaki herşeyi riske atıyorsun, o belgeyi geri almak için tekniklerimi kullanacağım. | Open Subtitles | مخاطرة بكل شيء وتحت اسم كونوها سأستخدم أساليبي لاسترجاع المستند |
Neredeyse 70 yıl ve birkaç yüz bin belgeyi kontrol etmelisiniz. | Open Subtitles | لديك على الأقل 70 سنة و بعض مئات ألاف الوثائق لمعاينتها. |
Bu belgeyi her kim çaldıysa, kolayca bulacağımız açıkta bir yere koymamıştır. | Open Subtitles | من قام بسرقة الورقة لن يتركها مرمية حتى نجدها |
belgeyi dikkatle okuyacağım vicdanım izin verirse, imzalayacağım, Majesteleri. | Open Subtitles | سأقرأ الوثيقة بعناية وآمل أن يسمح لى ضميري بالتوقيع عليها يا صاحب السمو. |
Siz ve ortağınız imzalarsınız, ücreti ödersiniz ve ben de belgeyi imzalayarak işlemi tamamlarım. | Open Subtitles | توقّع أنت وشريكك، ثم تدفع المال.. .. ثم سأكمل أنا الوثيقة بتوقيعي |
Kesinlikle biliyorum ki bu belgeyi ele geçirmek için herşeyi yapar. | Open Subtitles | أعتقد بأنه يعمل أي شيء لوضع يديه على تلك الوثيقة |
belgeyi incelerseniz iyiliğinize olduğunu görür ve imzalarsınız. | Open Subtitles | لو قمت بفحص الوثيقة سوف تجد أنها في مصلحتك و سوف توقعها |
Muhtemelen belgeyi yanıma almam iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | ليس من الذكاء أن أخذ اللفافة المدون عليها الوثيقة معى |
Daha kötüsü, bu kutsal belgeyi de. | Open Subtitles | والأسوأ من ذلك هو أنك خذلت هذه الوثيقة المقدسة |
Neden o belgeyi bana vermiyorsunuz? Sonra herkes evine gider. | Open Subtitles | لماذا لا تعطيني الوثيقة وبعدها كل يذهب إلى المنزل؟ |
Bu adamın böylesi önemli bir belgeyi gelişigüzel bir şekilde hazırlamış olması tuhaf değil mi? | Open Subtitles | نعم , ولكن من الفضول, ان يكتب رجلا وثيقة هامة كتلك بهذه الطريقة العشوائية ؟ |
Peki onun 1814'te yok olduğunu söyleyen belgeyi nasıl açıklayacaksın? | Open Subtitles | إذاً كيف تفسر وثيقة تقول أنهم تخلصوا منها عام 1814 ؟ |
Keşke siz de orada olsaydınız, böylece bu arazi ve üzerindeki her şeyin iki gün içerisinde bana ait olacağını ilan eden belgeyi imzalayan belediye başkanını ve borcunuzu bana devreden banka müdürünü görmüş olurdunuz. | Open Subtitles | لكنت استطعت رؤية العمدة هنالك و الذي وافق على المستند التي تعلن انتهاء صلاحية ملكيتك |
Senden tek istediğim, belgeyi nereye koyduğunu söylemen. | Open Subtitles | كل ما أريده منك هو أن تخبرينى أين وضعت هذا المستند |
Bu kararname senin her türlü belgeyi imzalamak zorunda olmamanı garanti altına alıyor. | Open Subtitles | انه مرسوم لتأكيد انه ليس من المفترض ان توقع علي جميع الوثائق الصغيرة |
Elinizde gerçek belge anlamında bu belgeyi çürütebilecek, hatta iddialarınızı destekleyecek herhangi bir şey var mı acaba? | Open Subtitles | هل لديك بالإضافة لهذه الورقة أي مستند فعلي والتي يمكن أن تدحض هذه الورقة والتي بالتالي تدعم مزاعمك؟ |
Bir süre önce Bay Fielding'in şehir merkezinde bir çatı katı için hazırladığı belgeyi gördüm. | Open Subtitles | قبل فترة لقد نظرت لبعض المستندات التي قدمها السيد فيلدينغ بشأن شقة علوية منتصف المدينة |
Hem İmparator, hem de Papa, benim böyle bir belgeyi imzalamama karşı olacaktır. | Open Subtitles | أليس هذا نفاقاً بالطبع الإمبراطور بالطبع لا يوافق على توقيع هذه الوثيقه والبابا |
CA: Fakat senin 1.7 milyon belgeyi çaldığın iddia ediliyor. | TED | كريس: لكن تم زعم أنك سرقت 1.7 مليون مستند |
Umarım ilk taslak olarak hizmet edebileceğine inandığım bu belgeyi görmekten hoşlanmışsınızdır ki siz Hollywood insanları bunun için fazlasıyla mükafatlandırılıyorsunuz. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّك ستمتّعُ بها أَنْظرُ الى تلك الوثيقةِ... الذي أَعتقدُ يُمْكِنُ أَنْ يَخْدمَ المسوَّدة الأولى... أنّتم أهل هوليود تمنحون بسخاء جداً |
Kimliğinizi gösteren bir kanıt olmadan, size belgeyi veremem. | Open Subtitles | دون إثبات الهوية، وليس لك وأستطيع أن أعطي شهادة الميلاد. |
belgeyi orada imzaladı, anahtarları da elime verdi. | Open Subtitles | ولكن كما تعلمين، وقع على ورقة الملكيّة وسلّمني المفاتيح |
belgeyi kimin işleme soktuğunu görsem, belki elimden bir şeyler gelirdi. | Open Subtitles | لوعرفت من الذي قدمه حينها ربما أستطيع فعل شيء ما |
Ek belgeyi teslim ettim, aslında ek belgeyi bile teslim etmedim, benim teslim ettiğim-- | Open Subtitles | ولقد قدمت لكم الاضافه ليس فقط الاضافه ... |