Beltran, Overtons'u tahrik etmek için mi yaptı ya da... | Open Subtitles | ما رأيك؟ هل قام (بلتران) بقتل (هوف) لإستفزاز عصابة (أوفرتون) |
Adım Hogan. Beltran beni bekliyordu. | Open Subtitles | اسمي هوجان ، بلتران ينتظرني. |
Gel, Beltran bekliyor. | Open Subtitles | تعال ، بلتران ينتظرنا. |
Bir soygun esnasında Bay Beltran bir polis memurunu silahla vurup, öldürdü ve balistik üzerine verdiğim ifadenin hüküm giymesine katkısı oldu. | Open Subtitles | الان ، سيد بالترين أطلق النار وقتل ضابط شرطة أثناء ارتكاب عملية سرقة البنك و شهادتي في المقذوفات ساعدت في إدانتهِ |
Beltran kendisinin tesadüfen orada olduğunu ve zenci olduğu için polislerin tutukladığını söylüyor. | Open Subtitles | بالترين يقول بأنه كان أحد الابرياء المتفرجين في البنك والشرطة سعت خلفه لأنه أسود |
Beltran dörtte üç yaptı. Neden sordunuz? | Open Subtitles | فريق بيلتران ثلاثة مقابل أربعة, لماذا؟ |
Beltran, sen o bölgenin sahipsiz olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | (بلتران)، أنت قلت أنّها كانت أرضاً مفتوحة. |
Peki, sana Huff'ı öldüren yüzde yüz Beltran'dı diyen kim? | Open Subtitles | -ومن أخبركِ حقيقة أنّ (بلتران) قتل (هوف)؟ |
Yeğenimi öldürdün ve suçu Beltran'a attın. | Open Subtitles | -قتلت ابن أخي، وألقيت اللوم على (بلتران ). |
Edgar Beltran kim ve ona karşı men kararına neden sahipsin? | Open Subtitles | من يكون (إدغار بلتران)، ولم لديك أمر بعدم التعرض إليه؟ |
Çeteyi Beltran adında bir adam yönetiyor değil mi? | Open Subtitles | -يتزعّمهم رجل يدعى (بلتران)، صحيح؟ |
Beltran da istemiyor ama ikisi de savaşacak. | Open Subtitles | ولا (بلتران) كذلك، لكن كِلاهما سيُحارب. |
Overtons da Beltran'ın kardeşini. | Open Subtitles | (أوفرتون) قتلوا أخو (بلتران) الصغير. |
Bulabildiğim, üst düzey onay gereken tek şey Edgar Beltran adındaki birine karşı elindeki men kararı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أمكنني العثور عليه والذي تتطلب تصريح أمني عالي المستوى كان محضر بعدم التعرض حُرر ضدها (ضد شخص يدعى (إدغار بلتران |
Beltran'i mahkum etmek istediğini kanıtlamak zorundalar. | Open Subtitles | انهم بحاجة الى اثبات انك أردت أن توقع بـ بالترين وهم لا يستطيعون ذلك |
Çünkü mahkeme Beltran'ın yanlışlıkla hüküm giydiğine karar verdi, bunun kavgasını veremeyiz. | Open Subtitles | لأن المحكمة قد قررت بأن بالترين أدينَ بطريقة خاطئة ونحن لا نستطيع خوض ذلك مجدداً |
Bakın, Childs size her şeyi göstermemi istiyor çünkü sizden sonra Beltran'ın avukatı bizim peşimizden gelecek. | Open Subtitles | أنظروا يا رفاق تشايلدز يريد مني أن أريكم كل شيء لأن محامو بالترين سوف يسعون خلفنا بعد ذلك |
Kurşunun yönünden, silahı sadece Beltran'ın ateşleyebileceğini belirlemiş. | Open Subtitles | هو حدد من أتجاه الرصاصة بأن بالترين كان الوحيد الذي يمكنه أطلاقها |
Polisler Jason Beltran'a tezgah kurdu. | Open Subtitles | رجال شرطة قاموا بتوريط جايسون بالترين |
Albay Beltran'ı mı diyorsun? | Open Subtitles | تعني العقيد بيلتران. |