Bir servet, James, ama Ben şanslıyım çünkü bir servet kaybetmeye gücüm yeter. | Open Subtitles | ثروة يا جيمس، لكن أنا محظوظ لأنني أستطيع تحمل فقد ثروة |
Ben şanslıyım ürünüm onları öldürmeden önce sadece kel yapıyor. | Open Subtitles | أنا محظوظ بأن منتجي يجعلهم فقط صلعانقبلأن يقتلهم. |
Ben şanslıyım çünkü Lexington huzurevindeki stajını garantiledim, | Open Subtitles | أنا محظوظ لأنني أمنت مكان عملي في مركز ليكسينغتون للتقاعد |
Ben şanslıyım? | Open Subtitles | أنا محظوظة ؟ |
Ben şanslıyım. Annem bana evden pizza gönderiyor. | Open Subtitles | انا محظوظة ان امى ترسل لى البيتزا من المنزل |
Ben şanslıyım, bana süpürme işi verdiler. | Open Subtitles | أنا محظوظ أننى حصلت على مكنسة |
Evet, Ben şanslıyım. | Open Subtitles | نعم , أنا محظوظ |
Ben şanslıyım, üniversitedeyim. | Open Subtitles | . أنا محظوظ لأننى فى الجامعة |
Ben şanslıyım, üniversitedeyim. | Open Subtitles | . أنا محظوظ لأننى فى الجامعة |
Bir bakıma, Ben şanslıyım. | Open Subtitles | في الطريق , أنا محظوظ. |
Ben şanslıyım. | Open Subtitles | لا , لا , لا أنا محظوظ |
- Ben şanslıyım. | Open Subtitles | أنا محظوظ |
Ben şanslıyım. | Open Subtitles | -حسناً، أنا محظوظ . |
Ben şanslıyım. | Open Subtitles | أنا محظوظ. |
Ben şanslıyım. | Open Subtitles | أنا محظوظ |
Asıl Ben şanslıyım. | Open Subtitles | أنا محظوظة |
Ben şanslıyım. | Open Subtitles | انا محظوظة |