Ben o her zaman kızgın ve yalnız olan çocuğum sizi o her zaman kızgın olan çocuğun aşağılamasına maruz bırakan ve uyaran: | Open Subtitles | انا ذلك الطفل الحزين والوحيد دائما ذلكالطفلالغاضبقديعاملكبعدماحترام ويحذرك : |
Ben o itici iğrenç çocuğum, eski kartonlardan uyduruktan bir ev yapan ve bir gün kendisine eşlik edeceğinizi bilerek sabırla bekleyen. | Open Subtitles | انا ذلك الطفل البغيض ارتجل من السرير وأُخرج صندوقي القديم من الورق المقوى وآنتظر موقناً بأنك سـ تصاحبني |
Ben o tür bir medya işi yapmıyorum. Şahsınızla ilgileniyorum. | Open Subtitles | أنا لست ذلك النوع من الإعلام سيكون الأمر عنك أنت |
Ben o küçük çocuktum. O küçük çocuk bendim. | Open Subtitles | كنتُ أنا هذا الفتى الصغير، هذا الفتى الصغير كان أنا |
Ben o kararı vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقوم هذا الخيار |
Nate ve Ben o gece eve vardığımızda Sam evin önünde, şehirden ayrılmak üzere arabasına biniyordu | Open Subtitles | عندما وصلت أنا و(نايت) للمنزل سام) كان على الرصيف يستعد لدخول سيارته ) على وشك مغادرة المدينة |
Seni yola getirecek birini arıyorsan sinirli olduğunu ve sağlıklı düşünmediğini söyleyen Ben o kişi değilim. | Open Subtitles | إنْ كنتِ تبحثين عن أحدِ يهديء من روعكِ بالكلام و يقول لكِ إنّكِ منزعجة و لا تفكرين بالطريقة الصحيحة فأنا لستُ ذلك الشخص |
Sen, çocuktan vazgeçtin. İşte Ben o çocuğum. | Open Subtitles | وقد تخلّيتم عن هذه الطفلة، أنا تلك الطفلة |
Peki, ben, o, benim dostum, sadece bir morfin bağımlısı-- | Open Subtitles | حسناً ، أنا .. هو .. صديقي ...ليس مجرد مورفين |
Ben o çocuğum kirli yuvarlak yüzlü... ..her köşede karşına çıkıp, "bir çeyrekliğin var mı?" diyerek canını sıkan... | Open Subtitles | انا ذلك الطفل بوجهه القذر المستدير |
Ben o çocuğum yüzü kirle kaplı hiç şüphesiz kimse tarafından istenmeyen diğer çocuklar, atlayıp zıplayıp gülüşüp oynaşırken uzakta durup gelip geçen at arabalarını izleyen... | Open Subtitles | انا ذلك الطفل بوجهه القذر |
Ben o gelecekten gelen telefonla konuşan karıyım işte! | Open Subtitles | انا ذلك المستقبل هاتف العاهره! |
Ben o uğultu değildim, uğultu ben değil, artık değil. | TED | اذ أنني لست ذلك الطنين. وذلك الطنين ليس أنا، ليس بعد الآن. |
Hayır, teşekkürler tatlım, Ben o tip erkeklerden değilim. | Open Subtitles | لا، شكرأ يا عزيزتى أنا لست ذلك النوع من الأشخاص |
Bazen bir çocuk görüyorum. Ben o çocuğum. | Open Subtitles | ,أحياناً أرى طفلاً حسنٌ, أنا هذا الطفل |
Sen Ben o kız. | Open Subtitles | انت أنا هذا الفتاه |
Ben o kararı vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقوم هذا الخيار |
Nate ve Ben o gece eve vardığımızda Sam evin önünde, şehirden ayrılmak üzere arabasına biniyordu | Open Subtitles | عندما وصلت أنا و(نايت) للمنزل سام) كان على الرصيف يستعد لدخول سيارته ) |
Çünkü Ben o hayal değilim. Ben o hayalden daha iyisiyim. Gerçeğim! | Open Subtitles | أنا لستُ ذلك الخيال أنا أفضل من ذلك الخيال، أنا حقيقة |
İşte Ben o çocuğum. Velayet kaldırma belgesine başvurdum. | Open Subtitles | أنا تلك الطفلة ، والآن أنا أطالب بالتحرر |
- Ben o'yum. Scarlet, ben senin kocanım. - Artık şunu keser misin? | Open Subtitles | أنا هو ، أنا أنا ، سكارلت ، أنا زوجك - هل سوف تتوقف عن ذلك؟ |
Tamam, bak, Ben o tarz bir kız değilim. | Open Subtitles | حسنا إسمعي، أنا لست هذا النوع من الفتيات |
Ben o makineyi, terörist eylemleri bulsun diye tasarladım lakin tasarladığım makine, her şeyi görür. | Open Subtitles | لقد صمّمتُ الآلة لتكشف الأعمال الإرهابيّة، ولكنّها ترى كلَّ شيءٍ... |
Ben o dokunulmazlığı ihlâl etmeseydim sen daha fark etmeden her şeyi kilit altına alacaktı. | Open Subtitles | لو لم اكسر حق الامتياز لتمكن من إغلاق هذا الأمر قبل أن تعلم من أين أتتك الضربة |