Beni affetmek zorundasın ama maalesef sana yardım edemem çünkü ne kastetiğini anlayamıyorum | Open Subtitles | يجب أن تسامحني لكن لا أستطيع مساعدتك لأني لم أفهم ما تقول |
Ben hâlâ seni ısıtan kızım ve Beni affetmek zorundasın. | Open Subtitles | في أوريغون. لا زلت الفتاة التي أبقتك دافئاً، وعليك أن تسامحني. |
Benden nefret ettiğini benimle aynı odada bile olmak istemediğini biliyorum ama Beni affetmek zorundasın. | Open Subtitles | أعرف أنك تكرهني، وأعرف أنك لا تريد أن تكون في الغرفة نفسها معي. لكن عليك أن تسامحني. |
Son 90 mildir bunları düşünüyorum ve Beni affetmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لقد فكرت بهذا في التسعين ميل الأخر و لا يجب عليكِ أن تسامحيني |
Artık bir yerden sonra Beni affetmek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | في مرحلة ما، يجب عليك ان تسامحيني. |
Beni affetmek zorundasın. | Open Subtitles | يجب ان تسامحيني |
Beni affetmek zorunda kalacaksın fakat orada tüm gördüğüm birinin etraftaki kağıt parçalarını sevk ettiği, yaşamak için birbirlerine iş verdikleri ve bu arada ülkenin işkence ve iflasa sürüklenmesine izin verildiği. | Open Subtitles | يجب أن تسامحني ، ولكن ما رأيته من الجميع في ذلك المكان هو رمي الأوراق في ما بينهم و إعطاء بعضهم وظائف للأبد و جعل البلاد تنحدر لتتحطم و تغرق في أثناء ذلك. |
Jill Beni affetmek üzereydi. | Open Subtitles | كنت أحاول إصلاح الأمر (جيل) على وشك أن تسامحني |
Harvey, bana sinirli olduğunu anlıyorum ama eninde sonunda Beni affetmek zorunda kalacaksın? | Open Subtitles | هارفي)، أعلم أنّك غاضبٌ منّي) ولكن في النهاية يجب عليك أن تسامحني |
Beni affetmek zorundasın. | Open Subtitles | انتظر , عليك أن تسامحني |
Beni affetmek mi? | Open Subtitles | تسامحني ؟ |
Beni affetmek mi? | Open Subtitles | تسامحني ؟ |
Beni affetmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنتِ لا يجب عليكي أن تسامحيني |
Beni affetmek zorundasın! | Open Subtitles | عليكِ أن تسامحيني |