Sonuçta, haklı olarak, beni alaşağı etmek için çaba gösteren insanlar var. | Open Subtitles | و نتيجة لذلك، كان هناك أشخاص يحاولون الإطاحة بي و لأسباب وجيهة |
Ve eğer beni alaşağı etmeye çalışırsan Carol sen de benimle birlikte gelirsin. | Open Subtitles | (وإذا حاولتِ الإطاحة بي يا (كارول فستسقطين معي |
Hâlâ beni alaşağı etmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | لا تزال تود الإطاحة بي. |
Onunla aramızdaki rekabete güvenip, beni alaşağı edebileceğini sandın. | Open Subtitles | راهنت على غروره ومنافستنا آملة أنها ستكون كافية للإطاحة بي |
Basında "beni alaşağı etmeye takıntılı yasaları çiğneyen savcı" diye adının çıkması bir telefonuma bakar. | Open Subtitles | أقوم بإتصال واحد وستجعلك الصحافة مفرطة في تصرفك كاسرةً لقانون الإدعاء العام يائسة للإطاحة بي |
Bütün bunları beni alaşağı etmek için planlayacak kadar üçkağıtçı birisi o. | Open Subtitles | وهي للتو فكّرت بما يكفي كي تدبر كل هذه الفوضى كي تطيح بي |
Bu delilin beni alaşağı edemeden yanmasını izleyeceğim. | Open Subtitles | سأرى تلك الأدلّة تحترق قبل أن تطيح بي |
beni alaşağı etmek istiyordu, onu değil. | Open Subtitles | أرادت الإطاحة بي ، ليس هو |
Birileri beni alaşağı etmek için uğraşıyor. | Open Subtitles | شخص ما يسعى للإطاحة بي |