Çocuklar için çok geç ama beni kurtarmak için bolca zaman var. | Open Subtitles | لقد فات الاوان على بقية الشباب, لكن هناك متسع من الوقت لإنقاذي |
Hepsi ölecek. Sadece ben varım. beni kurtarmak için zamanın var. | Open Subtitles | إنهم هالكون كلهم إنه انا فقط, لا يزال هناك وقت لإنقاذي |
Senin... senin beni kurtarmak için bir sebebin yoktu, ama kurtardın. | Open Subtitles | وأنتِ لم يكن لديكِ سبب يدفعكِ لإنقاذي لكنكِ فعلتِ |
beni kurtarmak için kendinden bir parça vermene de izin vermem. | Open Subtitles | وأنا لا أريد أن ادعك تأخذ قطعة من نفسك لتنقذني |
- beni kurtarmak için yapmak zorunda kaldıkların dönüşmek zorunda kaldığın kişi, bana, günahkâr Cullen Bohannon'a sahip çıkmak ve günahlarımdan arındırmak için yapmak zorunda kaldığın fedakârlıklar... | Open Subtitles | ما كان عليك أن تقوم به لتنقذني ما كان عليك أن تُصبح التضحيات التي كان عليك أن تفعلها |
Öz oğlun Tio Luca, bu bok çukuruna beni kurtarmak için döndü. | Open Subtitles | ابنك ، تيو لوكا ، جاء إلى هذا المكان القذر فقط لينقذني |
beni kurtarmak için Adalet Loncası'nın yakınlarda olması iyi bişey. | Open Subtitles | بل هو شيء جيد نقابة العدل كان حول لإنقاذ لي. |
- Benim için. beni kurtarmak için yaptın. - Ve yine yapardım. | Open Subtitles | من أجلي، فعلته لإنقاذي و مستعد أن أفعله ثانية |
- beni kurtarmak için bir yıldırım TİM göndereceklerini biliyor musun? | Open Subtitles | أنت تعرف بأنهم سيرسلون فريق اقتحام لإنقاذي |
Sadece beni kurtarmak için tüm dünyayı değiştirmek gerekmez. | Open Subtitles | لا يجب أن تغيروا العالم بأسره فقط لإنقاذي |
Ayrıca, kız kardeşlerim beni kurtarmak için bir yol anlamaya, onlar her zaman yapmak. | Open Subtitles | . بالإضافة ، شقيقاتي سيجدون طريقة لإنقاذي ، دائماً يجدون |
Şunu söylemek isterim ki beni kurtarmak için buralara kadar geldiğiniz için çok sağ olun. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أقول شكرا على القدوم كل هذه المسافة لإنقاذي |
Hayır. Tam kaza anında beni kurtarmak için orada olması tamamen tesadüf. | Open Subtitles | كلاّ، إنّها صُدفة مُطلقة، لقد ظهرت باللّحظة المناسبة لإنقاذي. |
Bu Phoebe de günahından kurtulmuş demektir çünkü beni kurtarmak için hayatını riske attı. | Open Subtitles | إذن لابد أنَّ "فيبي" تخلصت منها أيضاً لأنها خاطرت بحياتها لتنقذني |
O yüzden, süper güçlerinle, beni kurtarmak için önüme atladın. | Open Subtitles | لذا قفزت أمامها لتنقذني بقواك. |
Sana inanamıyorum beni kurtarmak için yaptıklarına... | Open Subtitles | لا يمكنني تصديقك ما قمت به لتنقذني |
Ve annem beni kurtarmak için beş kuruş para vermez... | Open Subtitles | -و أمى لن تدفع خمس جنيهات لتنقذني |
Cinayetten aranıyordum ama rüyamdaki çocuk beni kurtarmak için kendini riske attı. | Open Subtitles | لقد كنتُ مطلوبةً للعدالة، لكنَّ ذلك الرجل الذي في الحلم، لقد خاطر بحياته لينقذني |
Eğer değilse, nasıl olur da beni kurtarmak için hayatını tehlikeye atar? | Open Subtitles | إن لم يكن كذلك، فلم يخاطر بحياته لينقذني ؟ |
Birkaç defa beni kurtarmak için kan bağışladı sonra evlendi, Biz birbirimize çok yakındık. | Open Subtitles | وتبرع الدم عدة مرات لإنقاذ لي. قبل تزوج، كنا نعيش معا. |
Ve beni kurtarmak için hayatını pek çok kez tehlikeye attı. | Open Subtitles | وقال انه خاطر بحياته لإنقاذ لي أكثر من مرة |
O zaman heralde ölürüm. Ya da beni kurtarmak için sende dalar mıydın ? | Open Subtitles | عندها اعتقد بأنني سوف اموت او تغوص لانقاذي |
Hâlâ öyle sanıyorsun. Aksi takdirde burada beni kurtarmak için olurdun. | Open Subtitles | ذلك لايزال ممكن إلا إذا كنت هنا لتحريري |
Irkımdan diğerlerinin buraya beni kurtarmak için gelmesi sadece bir zaman meselesi. | Open Subtitles | إنها مسألة وقت فحسب حتى يأتى قومى لإنقاذى |