Eski ortağımın, yüksek rütbeli olması beni rahatsız ediyor mu? | Open Subtitles | هل يزعجني ما اذا كان سريكي السابق اعلى مني رتبه |
Eski ortağımın, yüksek rütbeli olması beni rahatsız ediyor mu? | Open Subtitles | هل يزعجني ما اذا كان سريكي السابق اعلى مني رتبه |
Müsaade edersen, kapıyı kapatacağım. lşık beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | سأغلق الباب، إذا كنت لا تمانع الضوء يضايقني |
Bu problem yaklaşık on yıldır beni rahatsız ediyor. | TED | وهذه المشكلة ظلت تزعجني لما يزيد عن عقد كامل. |
Ama bilemiyorum. Bu sefer beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | تقريباً , لكنني لا أعرف هذا الوقت , يقلقني |
Bunu atmak beni rahatsız ediyor ama saklamak da çok rahatsız ediyor. | Open Subtitles | كم يزعجني أن أقوم برمي هذه. و كم يزعجنى اكثر الاحتفاظ بها. |
Fakat yine de bu fiziğe ilişkin kültürel algımızda yer almamakta ve bu beni rahatsız ediyor. | TED | ومع ذلك فهذا ليس متضمناً في تصورنا الثقافي عن الفيزياء، وهو ما يزعجني. |
Hayır, küçük yeğenlerimle olan şey beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | لا، الأمر الذي يزعجني هو أنها لأبناء أختي الصغار |
Ama bu beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | ولكن مازال الأمر يزعجني بطريقة أو بأخرى. |
Onlara en çok ihtiyacımız olduğu zamanda ortaya çıkmaları beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | ما يزعجني أنهم ظهروا فى الوقت الذى بلغت حاجتنا إليهم ذروتها |
Adalet ile Maliye arasında Çin Seddi var, ama açıkça bu beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | ثمة سد منيع بين وزراتي الدفاع والمال لكن هذا يزعجني طبعا |
Niyetim yoktu ve ortaya çıkması beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | لا أريد أن أتصرّف حيالها, لكن يضايقني الشعور بها. |
Ama eğri oturup doğru söylemem gerekirse senin gibi harika bir kızın, Gilles gibi bir hödükle olması beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | لكن يضايقني أن أرى فتاة ساحرة مع أخرق مثله. |
Hemşire! Hemşire, beni rahatsız ediyor. Çektiğim yetmedi mi? | Open Subtitles | أيتها الممرضة، إنه يضايقني ألم أمر بما فيه الكفاية ؟ |
Size iyi geceler dilemiyorum çünkü şu sırada uyuyabiliyor olmanız düşüncesi bile beni rahatsız ediyor! | Open Subtitles | لا أتمنى لك ليلة سعيدة فكرة أنك تنام تزعجني |
Koku beni rahatsız ediyor diyorum sen biraz daha çek içine diyorsun ha? | Open Subtitles | أنا أقول.. أن الرائحة تزعجني و أنت تقولين شم المزيد من تلك الرائحة ؟ |
Amerika da dahil olmak üzere bütün dünyada insanlar ırklara göre muamele görüyor bu beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | من طريقة نظر الأمريكيين نحو غيرهم بطريقه مختلفة مبنيّة على العنصرية.. هذا يقلقني. |
Bir şey beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | شىء ما يضايقنى .. |
- Çıplaklık beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | العري يجعلني أشعر بعدم الارتياح |
İşte o "tatlı" kısmı beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | أترين هذا هو الجزء اللذيذ الذي يجعلني غير مرتاح |
Ve neden beni rahatsız ediyor bilmiyorum ama beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | ولا أعرف لماذا يجعلني غير مرتاحة ولكنه يجعلني غير مرتاحة |
Kadeh kaldırmak beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | إلقاء النخب يشعرني بعدم الإرتياح |
Geçen günkü konuşmamızdan beri bir şey beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | هُناك شيئاً ما يُزعجني منذ مُحادثتنا الأخيرة |
Gerçekten bu beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | فى الواقع ان كل ما اهتم به هو انى لم اعد اهتم بشيء |
İnsanlara duymak istemedikleri şeylerin söylenmesi canını sıkıyor mu bilmem ama beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | لا أعلم ما إذا كان يُزعجك أمر إخبار الناس أموراً ، لا يرغبون في سماعها |