Kramer'in ölümünden kendimi sorumlu tutuyorum. Senin için beni uyarmıştı. | Open Subtitles | وأشعر بأني مسؤول عن وفاة زوجها، فقد حذرني بشأنك |
Evet, biliyordum, analistim beni uyarmıştı ama o kadar güzeldin ki, bu yüzden başka analist buldum. | Open Subtitles | أعرف لقد حذرني المحلل لكنكِ كنتِ جميلة جداً وذهبت لمحلل آخر |
Kas yapmak için alınan ilaçların insanı güçsüz düşürdüğü konusunda doktorun biri beni uyarmıştı... | Open Subtitles | الدكتور حذرني, تناول أي شيء لتقوية العضلات, أو سوف تنتهي ضعيفا وعاجز |
Evet, senin böyle olduğun konusunda beni uyarmıştı. | Open Subtitles | حسنا نعم، لقد حذرتني من هذا انك تقومين بهذا العمل |
Baban, seninle birlikte yaşamam konusunda beni uyarmıştı. Bana söylemişti ve ben lanet olsun ki ona inanmadım. | Open Subtitles | والدك ، حذّرني من العيش معك لقد أخبرني ، وأنا لم أصدقه |
Annem her zaman evimi ışınlamalara karşı korumam için beni uyarmıştı. | Open Subtitles | لقد حذّرتني أمي بشأن حماية منزلي من الانتقال |
Babam gerçek dünyanın gerçek sonuçları olduğu konusunda beni uyarmıştı. | Open Subtitles | أبي قد حذرني بأن العالم الحقيقي له عواقبه |
Tüm suç benim; herkes gerçek olmayacağı konusunda beni uyarmıştı. | Open Subtitles | انه خطأي انا لوحدي, الجميع حذرني من الجيد جدا ان اكون صادقاً. |
Babam 14 yaşıma girdiğimde beni uyarmıştı. | Open Subtitles | والدي حذرني من ذلك عندما بلغت ال14 من عمري |
Hayır. beni uyarmıştı. Beni olacaklar hakkında uyarmıştı. | Open Subtitles | لا، لقد حذرني من هذا قبلاً لقد حذرني من هذا |
Politikaya atılmaya karar verdiğinde bunun ne kadar kötüleşebileceği konusunda beni uyarmıştı ama ben tereddüt duymadım, bir saniye bile hem de. | Open Subtitles | عندما قرر ان يدخل السياسة حذرني من انها قد تنتهي بشكل سيء لكن لم اتردد، ولا حتى لثانية |
- Babanız mı? Chingachgook. Sizin gibi insanlar konusunda beni uyarmıştı. | Open Subtitles | تشينجاجوك، حذرني من الأناس أمثالكم؟ |
-Avukatım, böyle bir şey yapmaya kalkacağınız konusunda beni uyarmıştı. | Open Subtitles | محامي حذرني من أنكم قد تحاولون هذا |
Babam, onun gibi büyücüler konusunda beni uyarmıştı. | Open Subtitles | لقد حذرني أبي بشأن السحرة أمثاله |
Richard senin hakkında beni uyarmıştı. | Open Subtitles | -ماذا فعلت حذرني ريتشارد منك وأنا أحذر الناس من أمثالك |
beni uyarmıştı. | Open Subtitles | لقد حذرني قال لي إنني لن أكون في مأمن |
Evet, beni uyarmıştı, sen de tam bunu yapıyorsun şimdi. | Open Subtitles | نعم, لقد حذرتني وها أنتِ الآن تقومين بما أخبرتني |
Annem hiç gitmediğim bir şehirde tanımadığım biriyle konuşmam hakkında beni uyarmıştı. | Open Subtitles | أجل، لقد حذرتني أمي من التحدث مع الغرباء - في مدينة أجنبية |
beni uyarmıştı! | Open Subtitles | لقد حذرتني صديقتي |
Sarhoşken nasıl olduğunu konusunda beni uyarmıştı. | Open Subtitles | حذّرني إن كنت سكراناً |
Anson, işinin ehli olduğun konusunda beni uyarmıştı. | Open Subtitles | ياللروعةِ. لقد حذّرني (آنسون) بأنّكَ ماهرٌ. |
Babam beni uyarmıştı. | Open Subtitles | حذّرني والدي منهُ قائلاً: |
Monica bunu yapabileceğin konusunda beni uyarmıştı. | Open Subtitles | حذّرتني مونيكا من أنّك قد تفعل هذا. |