Belki siz öyle yapıyorsunuz ama Benim geldiğim yerde biz sonuna kadar gideriz. | Open Subtitles | ربما هذا ما تقومون به نحن نحتفظ بأزواجنا في المكان الذي أتيت منه. |
Belki siz öyle yapıyorsunuz ama Benim geldiğim yerde biz sonuna kadar gideriz. | Open Subtitles | ربما هذا ما تقومون به نحن نحتفظ بأزواجنا في المكان الذي أتيت منه. |
Benim geldiğim yerde düğün günün hakkında yalan söylemenin tek bir nedeni vardır. | Open Subtitles | من المكان الذي جئت منه هناك سبب وحيد لكذب الناس حول تاريخ زواجهم |
Benim geldiğim yerde hiçbir şeyden korkmamayı öğrenirsin. | Open Subtitles | من المكان الذي جئت منه تتعلم ألا تخاف شيئاً |
Benim geldiğim yerde Şerif paylaşma ruhu diye bir şey vardır. | Open Subtitles | تري, من اين اتيت انا ايها الرئيس... هذا ما تدعوه روح المشاركه |
Buna Benim geldiğim yerde, "bir taşla iki kuş" derler. | Open Subtitles | هذا اثنين لواحد في المكان الذي اتيت منه يا رجل |
Benim geldiğim yerde, bütün gün iyilik yapan insanlar var. | Open Subtitles | أضرب لك مثال، هنال رجال ليس لديهم عملطوالالنهارإلا الأعمالالصالحة... . |
Sizin temsil ettiğiniz çoğu ülke, Benim geldiğim yer de dahil olmak üzere sağlık hizmetlerinin masrafıyla boğuşuyor. | TED | عدد من الدول التي أتيتم منها ومن حيث أتيت أنا في صراع مع تكاليف الرعاية بالصحة. |
Benim geldiğim kuzeyde, çok enfes lezzette taşlar vardır. | Open Subtitles | حيث جئت من الشمال، نحن عندنا صخور ممتازة رائعة. |
Benim geldiğim yerde, çürük elmaları seçip domuzlara verirdik. | Open Subtitles | في المكان الذي أتيت منه, كنا ننتقي التفاح المتعفن من البراميل و من ثم نطعمهم للخنازير |
Benim geldiğim yerde, senin hiç görmediğin renkler vardır. | Open Subtitles | المكان الذي أتيت منه، يوجد به ألوان لم تريها من قبل |
Bak şimdi, Benim geldiğim yerde, senin gibi herifler teyp araklarlar, araba araklarlar, her bi şeyi araklarlar. | Open Subtitles | نعم، أرى ما الذي أتيت لأجله إنهم سارقي السيارات أمثالك سرقة السيارات، أنتم بارعون في السرقة أكثر من أي شيء |
Benim geldiğim yerden dünyanın tepesi gibi gözüküyor. | Open Subtitles | إنها قمة العالم بالنسبة للمكان الذي أتيت منه. |
Benim geldiğim yerde bunu göremezsiniz. | Open Subtitles | انت لاترى هذا في المكان الذي أتيت منه اوه.بـربـك |
Bunu anlamanı beklemiyorum, ama Benim geldiğim yerde insanlar... yalan söyler, hile yapar ve önünde duran herkesi yıkıp geçer. | Open Subtitles | ،لا أعتقد أنكِ ستفهمين ،لكن المكان الذي أتيت منه أناس يكذبون و يحتالون و يدمرون أي شيئ يعترض طريقهم |
Genç adam, Benim geldiğim yer olan Güney'de, insanlar lütfen der. | Open Subtitles | من المكان الذي جئت منه كان السكان يقولون لو سمحت |
Tamam, peki, öyleyse anlamalısınız ki, Benim geldiğim yerde pekçok çeşit insan vardır. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أن عليك أن تفهم.. أنه ثمة أنواع مختلفة من البشر من الكوكب الذي جئت منه |
Benim geldiğim yerde nam her şey demektir. | Open Subtitles | المكان الذي جئت منه بطاقات الشوارع هي كل شيء |
Benim geldiğim yerde böyle yapılır. | Open Subtitles | هكذا نفعلها من حيث اتيت انا |
Benim geldiğim yerde ya çete üyesisindir ya da çete kurbanı. | Open Subtitles | افهم انا المكان الذي اتيت منه, اما ان تكون رفيق عصابه او ضحية عصابه. |
Benim geldiğim gelecek bu noktada başladı gibi geliyor. | Open Subtitles | أشعر وكأن المستقبل الذي اتيت منه بدأ من هنا |
"Benim geldiğim yerde, mezara sırlarınla birlikte gidersin!" | Open Subtitles | من حيث أتيت أنا تموت أنت مع أسرارك |
Benim geldiğim yer olan, Astoria asfaltlarından farklı değilsin. | Open Subtitles | الذي لا يختلف كثيرا عن ارصفه شوارع استوريا, من حيث جئت |