Müzik benim kurtuluşumdu. Benim için mükemmel bir düzen sağlardı. | Open Subtitles | كانت الموسيقى تنقذني كان لدية هذا الأمر المثالي لي |
Seninle tanışana dek, bu sözün derinliğini anlamamıştım Rob, çünkü sen Benim için mükemmel erkeksin. | Open Subtitles | لم أفهم عمق تلك الجملة إلى أن قابلتك يا "روب"، لأنك الرجل المثالي لي. |
- Evet. Benim için mükemmel çanta. Hadi! | Open Subtitles | انها الحقبيه المثالي لي هيا بنا! |
Ama Benim için mükemmel bir şey. Hiçbir şey söylememe gerek yok. | Open Subtitles | ولكنه مثالي بالنسبة لي لستُ مضطراً لقول أي شئ |
Bu da Benim için mükemmel demek. | Open Subtitles | وهذا مثالي بالنسبة لي. |
Bir arkadaşım aradı ve Benim için mükemmel olduğunu düşündüğü bir proje üzerinde çalışıyor. | Open Subtitles | صديق لي اتصل بي و كان يعمل على هذا المشروع الذي يظن أنه مناسب لي مشروع؟ |
Benim için mükemmel biri! | Open Subtitles | انه مناسب لي! |
Annemin falcısı da dahil, herkese göre Rajan Benim için mükemmel bir koca. | Open Subtitles | أعني أن (راجان)، وفقًا للجميع بما فيهم منجم أمي الزوج المثالي لي |
Benim için mükemmel. | Open Subtitles | ده مثالي بالنسبة لي |
Benim için mükemmel biri! | Open Subtitles | انه مناسب لي! |