Hükümetiniz benimle iş yapmak istiyorsa, ...bana istediğimi verecek. | Open Subtitles | لو أن حكومتِك تريد أن تتعامل معي سوف تعطوني ما أريد، |
Çünkü Waxey seninle konuşurdu ve... sen olmaz derdin çünkü benimle iş yapıyorsun. | Open Subtitles | لأن (واكسي) كان سيقوم بالتنظيف بعد فعلته وأنت سترفض ذلك لأنك تتعامل معي |
Sonradan kimse benimle iş yapmaz diye atımı bir siyahiye vermediğimi söyledi. | Open Subtitles | يقول بأنه لن يقوم بالتأجير لرجل ملون لأن عندها لن يتعامل معي أحد |
Biri onu arayıp benimle iş yapmamasını yoksa başını belaya girebileceğini söylemiş. | Open Subtitles | -شخص ما إتصل به وأخبره أن لا يتعامل معي لأن ذلك قد يوقعه في مشاكل لذلك خاف |
benimle iş yemeğine çıkmana izin vermeyecek kadar kıskançtır herhalde. | Open Subtitles | على الأرجح أنها غيورة للغاية لتدعك تتناول عشاء عمل معي |
Sen de ara sıra benimle iş tutsan iyi olurdu. | Open Subtitles | أجل, و عليك أن تفعلها معي أنت أيضاً |
- Güzel. Artık benimle iş yapıyorsunuz. | Open Subtitles | انت تتعامل معي الان |
Montreal'den sonra, benimle iş yapmayı reddediyor. | Open Subtitles | بعد مونتريال، رفض أن يتعامل معي. مونتريال= مدينة كندية |
Sadece benimle iş yapar. | Open Subtitles | إنه يتعامل معي فقط |
Gaalan benimle iş yapmıyor. | Open Subtitles | قيلين) لن يتعامل معي) |
Senyor benimle iş konuşmak istiyormuş. Pepeto ile. | Open Subtitles | السيد يريد مناقشة عمل معي مع بيبوتي |
- Sadece benimle iş yapmak zorundasınız. | Open Subtitles | عليك عقد صفقة عمل معي فحسب |
Sen de ara sıra benimle iş tutsan iyi olurdu. | Open Subtitles | أجل, و عليك أن تفعلها معي أنت أيضاً |