Springfield'ın karanlık öncesi politikası Detroit Tigers'ın 200 yıl önce finallere kalmasından bu yana benzeri görülmemiş bir vandalizmle sonuçlandı. | Open Subtitles | سياسة سبرينغفيلد المؤيدة للظلمة أدت إلى أعمال تخريب لم يسبق لها مثيل منذ وصول فريق نمور ديترويت إلى الدوري قبل قرنين |
O ve bu adam adadan kaçıyor hem de benzeri görülmemiş bir ganimeti ele geçirme arifesinde habersiz, kimseye görünmeden ve beş parasız. | Open Subtitles | هي وذلك الرجل يغادرا الجزيرة في عشية تأمين غنيمة لم يسبق لها مثيل دون سابق إنذار، أو شهود، وبدون مال |
Ülkemizde benzeri görülmemiş bir başarıydı. | Open Subtitles | هذه مفخرة لم يسبق لها مثيل في بلادنا |
Kefalet Projesi eşi benzeri görülmemiş bir şekilde kefalet sistemini hedef alacak. | TED | سيهاجم مشروع الكفالة نظام الكفالة المالي على نطاق غير مسبوق. |
Bu yüzden de kendi çocuklarını eğitmek için eşi benzeri görülmemiş bir şekilde zaman ve kaynak harcamaktadırlar. | TED | لهذا السبب ينفقون الوقت والموارد بشكل غير مسبوق لتعليم أطفالهم. |
Fenerler sizleri buraya uygunsuz bir şekilde çağırdım çünkü benzeri görülmemiş bir tehlikeyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | أيّها الفوانيس، طلبتكم لهذا الاجتماع الغير مسبوق، لأننا نواجه خطراً غير مسبوق. |
Valinin dediğine göre yeminli bir kanun adamı olarak görevimi suiistimal etmem ve polis kaynaklarını kötüye kullanmam eşi benzeri görülmemiş bir şeymiş. | Open Subtitles | أن أفعالي اجماليه كانت حافلة بالاساءة للسلطة من قبل اليمين الدستوري كضابط قانون وإساءة استخدام موارد الشرطة لم يسبق لها مثيل. |
Büyüklüğünün eşi benzeri görülmemiş bir tapınak. | Open Subtitles | باغودا ليس لها مثيل .في عظمتها |
Vatikan eşi benzeri görülmemiş bir iman kriziyle karşı karşıya kalır. | Open Subtitles | (الفاتيكان)يواجه أزمة إيمان لم يُسبق لها مثيل |
10.Sosyalist Parti Kongremizde, Doğu Alman Lideri Honecker, güvenlik araçlarımızın ve kültürel kazanımlarımızın benzeri görülmemiş bir ekonomik çaba gerektirdiğine işaret etti. | Open Subtitles | في مؤتمر الحزب الإشتراكي العاشر، الرئيس الألماني الشرقي (هونكر) أشار إلى أن تأمين انجازاتنا المادية والثقافية تتطلب جهود اقتصادية ليس لها مثيل |
...Moskova üzerine böylesine yıkıcı bir saldırı benzeri görülmemiş bir insan dramına neden olacaktır. | Open Subtitles | هجمة أمريكية كهذه ضد (موسكو) ستؤدي إلى مأساة انسانيّة لم يسبق لها مثيل |
104 yaralı 176)}Eşi benzeri görülmemiş bir Doğal Afet | Open Subtitles | 299)}لم يتم تسجيل أيّ حالة وفاة، 104 جريح 114)}كارثة طبيعية لم يسبق لها مثيل |
Eşi görülmemiş bir cömertlikle--ve bu insanlarla ilgili çok şüpheci olmalısınız-- Eşi benzeri görülmemiş--ve bu kelimeyi çok dikkatli kullanıyorum--- Eşi benzeri görülmemiş bir cömertlikle, Zamanın hükümeti, bütün alacaklılara geri ödemek için yazılı bir anlaşma yaptı ve imzaladı. | TED | في تناسب لم يسبق لها مثيل من الكرم- ويجب عليك أن تكون مشكك للغاية حول هؤلاء الناس- في حال لم يسبق له مثيل، وأنا أستخدام تلك الكلمة بعناية — تناسب لم يسبق لها مثيل من الكرم، الحكومة اليوم وقعت، تعهد مكتوب، بتسديد جميع الدائنين. |
Fenerler sizleri buraya uygunsuz bir şekilde çağırdım çünkü benzeri görülmemiş bir tehlikeyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | أيّها الفوانيس، طلبتكم لهذا الاجتماع الغير مسبوق، لأننا نواجه خطراً غير مسبوق. |
Kaliforniya Delano'daki tarım işçileri vadide benzeri görülmemiş bir greve başladılar. | Open Subtitles | عمال المزارع في ديلانو, كاليفورنيا بدأو إضراباً غير مسبوق في مركز المدينة |
ABD'nin cevabı, Manhattan Projesi adında benzeri görülmemiş bir projeyle oldu. | Open Subtitles | رد الولايات المتحدة كان تجنيد للموارد غير مسبوق لبرنامج يدعى مشروع منهاتن |
Patterson Dünya'nın yaşını bulmaya çalışırken şans eseri, eşi benzeri görülmemiş bir kitlesel zehirlenme olayının kanıtlarına denk gelmişti. | Open Subtitles | في بحثه عن عمر الأرض تعثر باترسون على دليل يفيد بتسمم جماعي على نطاق غير مسبوق |
Sonra, Internet Devrimi bize programlama gücünü, veri ağlarını, bilgiye ve iletişime benzeri görülmemiş bir erişimi getirdi ve hayatlarımız bir daha eskisi gibi olmadı. | TED | ثم جاءت ثورة الإنترنت جلبت لنا القدرة الحاسوبية، وشبكات البيانات وصول غير مسبوق للمعلومات والإتصالات وتغيرت حياتنا كثيرا |