ويكيبيديا

    "beslemek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إطعام
        
    • لتغذية
        
    • تغذية
        
    • اطعام
        
    • تطعم
        
    • يطعم
        
    • أطعم
        
    • أطعمه
        
    • وإطعام
        
    • تغذي
        
    • إطعامه
        
    • إطعامها
        
    • اطعم
        
    • اطعامك
        
    • إطعامهم
        
    5.000 kişiyi beslemek ilk 2009 yılında başlattığım bir etkinlikti. TED إطعام 5.000 شخص هو حدث نظمته أول مرة عام 2009.
    Çözüm bu çünkü gerçek insanları beslemek için yeterli kaynak yok. Open Subtitles لأنه الحل، لأننا لن نستطيع بعدها إطعام السكان من البشر الحقيقين
    600 milyon. Şimdi düşünün ki küçük bir bebeğiniz var ve bu bebeği beslemek zorundaydınız. TED 600 مليون دولار. الآن تخيل إذا أنجبت طفلة صغيرة، وكنت قد لتغذية هذا الشيء.
    Hepimizi beslemek, giydirmek, ve barındırmak ve makul hayatlar yaşatmak imkansız olduğundan değil. TED لا يعني ذلك أنه من المستحيل تغذية وإيواء جميعنا وجعلنا نعيش حياة كريمة.
    Çünkü karının güvercinleri beslemek gibi aptalca bir şey yaptığına inananacağına inanmazsın. Open Subtitles لانك لا تعتقد ان زوجتك سوف تصدق انك فعلت شىء غبى مثل اطعام الطيور
    Pekâlâ, kim benimle ahıra girip yaban domuzlarını beslemek istiyor? Open Subtitles إذا من يريد أن يدخل الحظيرة ويساعدني في إطعام الخنازير؟
    Arkadaşlarım ve ben buna canavarı beslemek diyoruz. TED وهكذا دواليك. أسميها أنا وأصدقائي إطعام الوحش.
    Yakalanan balıklar karidesleri beslemek için kullanıldı. Karidesler dünyanın en büyük dört toptancısına satıldı: Costco, Tesco, Walmart ve Carrefour. TED يستفاد من تلك الأسماك في إطعام الجمبري، بعدها يتم بيع الجمبري لأكبر أربع تجار تجزئة عالميين: كوستكو وتيسكو وولمارت، وكارفور.
    Kilise işe yaramaz birini beslemek için fazla fakir. Open Subtitles بلا تصرفات طفولية. الأبرشية ليست لديها القدرة على .إطعام شخص بلا فائدة
    İşte o kadar Amerikan tarım arazisi tutuyordu o atları beslemek. TED تلك هي النسبة من الأراضي الزراعية الأمريكية التي كانت كافية لتغذية الخيول.
    Bu hediyeyi değerli yapan şey, dişinin yumurtalarını beslemek için kullanacağı proteinle dolu olması. TED ما يجعل هذه الهدية قيمة إلى هذا الحد هو أنها مملوءة بالبروتين الذي تستخدمه الأنثى لتغذية بيضها.
    Koca bir hapishane nüfusunu her gün beslemek, tamamen başka bir aşlık havuzu. Open Subtitles في يوم تغذية السجن بأكلمه وبعد يوم وتصبح اخر اناء من حساء الأسماء
    Tavukları beslemek kafamı boşaltmamı sağlıyor. Open Subtitles تغذية هذه الدجاجات يساعدني في تصفية ذهني
    Dün akşam üniversiteden balığımı beslemek için uygulama geliştirdim. Open Subtitles ليلة الامس ، طورت تطبيق لاستطيع اطعام سمكتي من الجامعه
    'Inek beslemek evdeki seytani ruhlari defetmene yardimci olacaktir' Open Subtitles اطعام بقرة من شأنه يساعد على تخليص المنزل الارواح الشريرة
    En azından panayırdan aldığım şeyleri beslemek zorunda değilsin. Open Subtitles على الأقل ليس عليك أن تطعم شيئاً مما ابتعت من المعرض
    1937 yılının bir günü, Tesla oteldeki odasından ayrılıp güvercinlerini beslemek üzere yola koyulmuştu. Open Subtitles احد الايام في عام 1937 بدأ تيسلا يطعم الحمامات من غرفته في الفندق
    Dunyadaki butun ac cocuklari beslemek isterdim. Open Subtitles أحب أن أطعم جميع الأطفال الصغار الجياع فى العالم كله
    Onu bronzdan fareyle beslemek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أطعمه فأراً برونزيّاً.
    Ancak kanunlara uymak ile kendinizi ve ailenizi beslemek arasında seçim yapmak zorunda kalırsanız işi yine de yapacaksınız ve riski alacaksınız. TED لكن إذا كنت مجبرا على الاختيار ما بين إطاعة القوانين وإطعام نفسك أو عائلتك، ستقوم بالعمل على أي حال، وستجازف.
    İçindeki iyi kurdu beslemek için. Open Subtitles لكي من أجل أن تغذي الذئب الطيب
    Onu beslemek, yıkamak ve temel ihtiyaçlarını karşılamak. Open Subtitles و لكن عن إطعامه و جعله يستحم و الاهتمام بمطالبه الاساسية
    Onları beslemek ve temizlemek gerekir. Open Subtitles عليك إطعامها عليك أخذها في نزهة وتنظيفها
    Bacon nineyi banyodayken beslemek istemiyorum ama. Open Subtitles انا لا اريد ان اطعم الجده لحم الخنزير بينما هي في حوض الاستحمام
    Sadece seni beslemek istiyorum. Open Subtitles أنا أريد اطعامك
    Kişisel bakımlarını sağlıyorlar, birine kıyafetini giydirmek gibi, onları beslemek, banyo yaptırmak, ya da yürümelerine yardımcı olmak gibi. TED يعطونهم رعاية شخصية، مثل إلباس شخص ملابسه، إطعامهم مساعدتهم في الحمام، مساعدتهم في التنقل،

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد