Dolayısıyla, vücudun, normal çalışırken anjiogenezi dengelemeye çalışması kan damarlarının kanserleri beslemesini engelliyor. | TED | إذن فقدرة الجسم على موازنة تولد الأوعية, و عندما تعمل بصورة صحيحة, فإنها تمنع الأوعية الدموية من تغذية الورم. |
Eğer gaz beslemesini kesmezsek tüm hat biz Koreatown'un altına bile ulaşamadan patlayacak. | Open Subtitles | إذا لم نقطع مصدر تغذية الغاز، الخط برمته سينفجر قبلأننصلتحت "كورياتاون". |
Arkadaşıma Momo'yu beslemesini söylemem gerek. | Open Subtitles | اريد ان اخبر صديقة لى ان تطعم مومو |
Kendi kararıma Dorota'ın ördekleri beslemesini izlerken varmıştım. | Open Subtitles | أنا وجدت موقفي بمشاهدة (درودا) تطعم البط |
Daniela'ya biz yokken balıkları beslemesini söyleyecek misin? | Open Subtitles | ستطلبين من دانييلا أن تطعمها بينما نحن بالخارج؟ |
Daniela'ya biz yokken balıkları beslemesini söyleyecek misin? | Open Subtitles | ستطلبين من دانييلا أن تطعمها بينما نحن بالخارج؟ |
Babasının kartalları beslemesini tek kelimeyle büyülenmiş gibi izlerdi. | Open Subtitles | ستشاهد والدها يطعمهم مستحوَذٌ عليها بالكامل. |
Oksijen beslemesini kapat. | Open Subtitles | أغلق موقع تغذية الاوكسجين |
Yapman gereken, biz Koreatown'daki ölçüm istasyonuna giderken oradan gaz beslemesini kesmen ki patlamadan önce serbest kalsın. | Open Subtitles | الآن ، عليك إيقاف مصدر تغذية الغاز بينما نحن نقصد مركز التعداد الموجود تحت "كورياتاون" ، لإجلاء الغاز المتراكم قبل أن ينفجر |
Ama onları kendi elleriyle beslemesini anlamadım. | Open Subtitles | حسنا، لم أكن أدرك أنه يطعمهم أيضا. |