Neler var listede? "Jimmy'den otlan, uykunda çığlık at, Best Buy'da insanları korkut"? | Open Subtitles | ماذا تقول القائمة؟ خذ شيئا مجاني من جيمي ، اصرخ عليك أثناء نومك، تهديد الناس في محلات بيست باي |
Onu hamile bırakırsın. Best Buy'da bir iş bulursun. | Open Subtitles | سوف تجعلها حاملاً وسوف تجد لنفسك عملاً في "بيست باي" |
York Naneli Böreği, birkaç Dr. Peppers ve Best Buy koş git bakalım taşınabilir DVD oynatıcıları ve Hannah Montana adlı dizinin ilk sezonu var mıymış. | Open Subtitles | بعض فطائر يورك بالفلفل الحار زوج من مشروب دكتور ببر "نوع من المشروبات الغازية" اركضي الى محل بيست باي وانظري ان كان لديهم مشغل اقراص محمول |
Best Buy'daki aptal müdür benim sosyal yeteneğimin olmadığını söyledi. | Open Subtitles | هذا المدير القزم في محل "بيست باي" يقول اني انقص اساليب التعامل مع الناس |
Best Buy'dan 20 dolar falan. | Open Subtitles | ـ إنها حوالي 20 دولاراً من متجر "بيست باي" |
Kızımızı tuhaf bir şekilde Best Buy'dan tanıdığım bir sürü adamdan koruyoruz! | Open Subtitles | نقومُ بِحماية طِفلتنا الصغيرة من الكثيرِ منَ الأشخاصِ الذينَ بشكلٍ "غريبٍ أميزُهُم من متجرِ "بيست باي |
Best Buy'da çalışsaydı kimseyi öldürmeyecekti. | Open Subtitles | ما كان ليقتل أحداً لو كان يعمل في متجر "بيست باي". |
Best Buy'da çalışsaydı hala mutlu bir köpek yavrusu gibi olacaktı. | Open Subtitles | كان سيظل فتى مرحاً كالجرو لو كان يعمل في متجر "بيست باي". |
Uzmanlığı şirket içinde güçlendirerek ve kucaklayarak Best Buy, şunu keşfetti, örneğin, Çin'de açılacak olan mağaza - büyük, gösterişli bir mağaza - zamanında açılamayacaktı. | TED | عن طريق حشد و تبني الخبرات الموجودة داخل الشركة، بيست باي كانت قادرة على اكتشاف، على سبيل المثال، أن المتجر الذى كانت ستقتحه في الصين -- المتجر الضخم -- لم يكن ليُفتتح في الموعد المحدد. |
Halkla ilişkilerin marifeti olarak, Apple, Best Buy ve Dr. Phil ilk KırkayakiPad'i annesi tarafından tecavüze uğrayan fakir bir çocuğa vermek için birleşti. | Open Subtitles | وضمن حملته الدعائية، تكاتفت آبل مع (بيست باي) ود. (فيل) |
Best Buy'ın başkanı olarak, Eric, mağazamızda hiçbir çocuğun bir daha sikilmeyeceğine dair sana söz veriyorum. | Open Subtitles | بصفتي رئيس (بيست باي)، أؤكد لك أنه لن يتعرض أيّ طفل للإتيان في محلّنا ثانية |
- Best Buy'da çalışmaya başlarsın. - Ağzını topla lan! | Open Subtitles | [تبدأ العمل في [بيست باي راقب كلامك |
Hayallerin ve Best Buy'dan çıkarken aldığın fiş. | Open Subtitles | أحلامك، وفاتورة الشراء عند مغادرتك لمتاجر (بيست باي). |
Best Buy başımı ağrıtıyor. | Open Subtitles | متجر "بيست باي" يصيبني بالصداع. |
Her zaman Best Buy'a gitmek istemişimdir. | Open Subtitles | "لطالما أردت الذهاب لـ"بيست باي |
Durma anne, sik beni. Best Buy'un ortasında evire çevire sik beni. | Open Subtitles | هيّا، آتيني، هنا، في (بيست باي)! |
Annen seni Best Buy'da mı sikti? | Open Subtitles | قامت بإتيانك في (بيست باي)؟ |