ويكيبيديا

    "beyaz saray'daki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في البيت الأبيض
        
    • بالبيت الأبيض
        
    • من البيت الأبيض
        
    • في البيت الابيض
        
    • في البيض الأبيض
        
    Amanda'nın üniversitedeki oda arkadaşını aradım. Beyaz Saray'daki arkadaşlarını aradım. Open Subtitles اتصلتُ بشريكة غرفة أماندا في الكلية، وأصدقائها في البيت الأبيض
    Beyaz Saray'daki adamın yanlış kişi olduğunu insanlar bilmeyecek bile. Open Subtitles لن تعرف الناس أبداً أن الشخص الخطاً في البيت الأبيض
    Sadece Hunt'ın Beyaz Saray'daki görevini sordum. Open Subtitles لقد سألتهم ببساطة ماذا كانت واجبات هنت في البيت الأبيض
    Vanessa Chandler, bugün Beyaz Saray'daki gösteride yoktu. Open Subtitles فانيسا شاندلر لم تظهر بالبيت الأبيض اليوم
    Beyaz Saray'daki kaynaklarımız bize bu akşam için planlanmış bir gezi olmadığını söyledi. Open Subtitles مصادر من البيت الأبيض تخبرنا لا يوجد نزهة قد قررت في هذا المساء
    Beyaz Saray'daki anonim yüksek memurlardan birinin. Open Subtitles من احد صغار موظفيك المجهولين في البيت الابيض
    Şu Beyaz Saray'daki adam, iyi birisi, profesyonel, bana geldi ve "Bu Watergate olayını neden bu kadar zorluyorsunuz?" dedi. Open Subtitles عندما قابلت رجلا محترما يعمل في البيت الأبيض أتى إلىَّ و قال: لماذا لديكم هذا الهوس بشأن ووترجيت؟
    Beyaz Saray'daki o aşağılık Lyndon'dan belli ya. Open Subtitles بالطبع تخيل الوضع من سياسة ليندون في البيت الأبيض
    Öyle bir okul ki, mezunlarından ikisi Beyaz Saray'daki Oval Ofis'te oturdular. Open Subtitles في مدرسة اثنان من طلابها يتربعان الآن خلف المكتب في غرفة المكتب البيضاوية في البيت الأبيض
    Beyaz Saray'daki adamın uğruna öldüğü şeyi alacağız. Open Subtitles نحن سنحصل على الذي ذلك الرجل في البيت الأبيض مات من أجل.
    Sadece Beyaz Saray'daki seçkin insanların haberi olabilir. Open Subtitles فقط بعض المختارين في البيت الأبيض هم مَن يعلمون
    Beyaz Saray'daki durum yüzünden gerginim. Open Subtitles الموقف في البيت الأبيض جعلني متوترة سأعود فوراً
    Hem Beyaz Saray'daki ensest hikayen pek üstü örtülü sayılmazdı. - Temelinde hiç... Open Subtitles و قصتك عن المؤامرة في البيت الأبيض لم تكن ممتعة لهذه الدرجة
    Beyaz Saray'daki ilk yılımın hayatımın en kötü senesi olduğunu hatırlıyorum. Open Subtitles أتذكر ان اول سنة لي في البيت الأبيض كانت أسوأ سنة في حياتي
    Beyaz Saray'daki çalışma saatlerimi azaltabilirdim. Open Subtitles كان بوسعي فعل هذا أثناء ساعتيّ الطويلة في البيت الأبيض
    Beyaz Saray'daki nükleer top çalıştırıldı. Open Subtitles لقد تمّ تفعيل نظام النووي في البيت الأبيض.
    Beyaz Saray'daki kaynaklarım Sally Langston'ın vekil başkan olmasıyla birlikte Hollis'in Oval Ofis'ten çıkmaz olduğunu söylüyorlar. Open Subtitles استمتعي بوقتك. مصادري في البيت الأبيض تخبرني أن هوليس يعيش في المكتب الرئاسي
    Harika olduğunu, en iyisi olduğunu benim Beyaz Saray'daki elemanlardan daha iyi olduğunu. Open Subtitles أنك رائعة، أنك الأفضل، أفضل من رجالي في البيت الأبيض.
    Beyaz Saray'daki bağlantım söz vermiyor ama bizi buluşturmaya çalışıyor. Open Subtitles وسيلة أتصالي بالبيت الأبيض انها لا تقدم أي وعود, لكنها تحاول ان تحدد لنا مقابلة
    Beyaz Saray'daki Amerikan televizyonundan değil. Open Subtitles ليس بواسطة الظهور فى التليفزيون الأمريكى من البيت الأبيض
    Beyaz Saray'daki bazı insanlar ile akli fikir ayrılıkları yaşadım. Open Subtitles كان لذي بعض اختلافات في الرأي مع بعض الاشخاص في البيت الابيض
    Beyaz Saray'daki çoğunluğumuz ve muhtemelen şu koltukta ikinci kez oturmanız tehlikede. Open Subtitles ونخسر أغلبيتنا في البيض الأبيض وهناك إحتمالية أن تخسر فرصة ولاية ثانية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد