Oradaki Sira dışı beyazlık, gerçekten tozdan ileri geliyor gibi; kayalara işleyen ve onlarla bütünleşen kemiklerinin tozundan. | Open Subtitles | البياض الاستثنائي الذي يظهر .. في الواقع اتى من رماد عظامهم |
Arkasına baktığında sadece büyük bir beyazlık görür. | Open Subtitles | عندما نظر للوراء، رأى بقعة واسعة من البياض. |
Arkasına baktığında sadece büyük bir beyazlık görür. | Open Subtitles | عندما نظر للوراء، رأى بقعة واسعة من البياض. |
WG: Sadece Şikago'dan Lisa gibi beyaz insanların beyaz ayrıcalığına sahip olduğunu değil; beyazlık teriminin ve tarihinin bilinçli olarak yansıtıldığını ve beyazlığın eşittir Amerikalı demek olmadığını bilmek. | TED | وينونا: ليس فقط معرفة أن ذوي البشرة البيضاء مثل ليزا من شيكاجو تتميز بحقوق وصلاحيات البيض، المنعكس على مصطلح البياض وتاريخه، بل معرفة أن البياض لا يمكنه أن يكون ليس للآمريكيين. |
Evet ama amcama, beyazlık içerisindeyken.. | Open Subtitles | أجل، ولكنه أخبر عمي (عبده) أنه عندما كان في هذا البياض |