İnsanlık, bir makine yaratıyor ve bu makine yeni biçimlerde işbirliğine olanak sağlıyor. | TED | الإنسانية تبني الآلة، وهذا يتيح لنا التعاون بطرق جديدة. |
Çünkü biliyoruz ki birçok durumda insanlar aynı hikâyeyi çok farklı biçimlerde anlayabilirler. | TED | لأننا نعلم أنه في كثير من الحالات، يفهم الأشخاص القصة ذاتها بطرق مختلفة تماماً. |
12 yaşımda savaşa, ailemde yoksulluğa, 22 akrabamın korkunç biçimlerde öldürülmelerine ve ayrıca büyük erkek kardeşimin öldürülmesine tanıklık ettim. | TED | عشت أجواء الحرب في سن 12 سنة، الفقر المدقع مع عائلتي، ووفاة 22 من أقاربي بطرق بشعة، وكذلك مقتل أخي الأكبر. |
Bu tür özellikler devam etti, fakat Kahlo kısa sürede kendisini daha alışılmadık biçimlerde sunmaya başladı. | TED | بقيت هذه السمات، لكن كاهلو سرعان ما بدأت في تقديم نفسها بطرق أكثر غرابة. |
Ama bazen insanlar garip biçimlerde bağlantı kurabilir. | Open Subtitles | قد يبدو هذا مربكا ولكن أحياناً الناس تتواصل بطرق عير عادية |
Bu zamanı tahmin edemeyeceğimiz... biçimlerde değiştirebilir. | Open Subtitles | يمكنه تغيير الحاضر بطرق لا يمكننا التنبؤ بها. |
Gücü çok değişik biçimlerde uygulayabilirsiniz. | TED | يمكنك توزيع السلطة بطرق كثيرة. |
Binalarla gerçekten tuhaf biçimlerde entegre edildiler. | TED | وبدأت تندمج مع المباني بطرق خاصة |
Doğa, kendini 1920'ler ve 1930'lar arasında, başka biçimlerde ortaya koydu ve Einstein'in torbasından çıkardığı çeşitli ve çok güzel gibi görünen oyuncakların artık uygulanabilirliği kalmamıştı. | Open Subtitles | كشفت الطبيعة عن نفسها بطرق أخرى فى عشرينات وثلاثينات القرن العشرين والخدع والأدوات المعينة التى إستخدمها إينشتين فى إعتقاده |
- İşkence... korkunç biçimlerde ve anlatılmayacak kadar mahrem. | Open Subtitles | ...التعذيب بطرق بشعة جدا و إعادة سرد خصوصياتي |
Şimdi de dört farklı enstrüman ailesinden aynı Purcell temasını farklı biçimlerde dinliyoruz. | Open Subtitles | والآن يُسمعكم الأستاذ (بريتن) عائلات الأوركسترا الأربع يعزفون لحن (برسيل) ذاته بطرق مختلفة. |
Sergilenen şeyleri farklı biçimlerde harekete geçirmek için dans eden, koşan ve zıplayan insanlar oluyordu, daha sonra bir anda duruyor ve ölümle ilgili bir sergide olduklarını fark ediyor ve davranışlarının belki de ortama uygun olmadığını düşünüyorlardı. | TED | كان لدينا أشخاص يرقصون ويركضون ويقفزون كأنهم حاولوا تنشيط المعروضات بطرق مختلفة، وكانوا عند مرحلة معينة يتوقفون نوعًا ما ويتذكرون بأنهم كانوا في معرض عن الموت، وأن هذه ربما لسيت الطريقة التي يفترض أن يتصرفوا بها. |
Tanrılar tuhaf biçimlerde çalışır. | Open Subtitles | الألهه تعمل بطرق غامضه |