bildiğim tek şey sen ve ben birbirimizi göremeyeceğiz. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أعرفه هو أننا أنت وأنا لن نرى بعضنا البعض. |
Bak, neye inanacağımı bilmiyorum. bildiğim tek şey, bunun nasıl görüneceği. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا أصدق كل ما أعرفه هو كيف سيبدو الأمر |
bildiğim tek şey, dün gece, oda arkadaşımla kapışmaya çalıştığım. | Open Subtitles | كل ما اعرفه , انه في الليلة الماضية حاولوت ان اكون قويا مع رفيق السكن |
bildiğim tek şey hiçbir şeyin ışık hızından daha hızlı olmadığı yani sakinleşebilirsin. | Open Subtitles | كل ما أعلمه أن لا شيء يسبق سرعة الضوء لذا علينا أن نسترخي |
bildiğim tek şey, iyi ve kötü adamların olduğu ve bugün, kötü olanları mezara yolladınız. | Open Subtitles | كل ما أعرف أن هناك أناساً خيِّرين و آخرين أشرار و هذا اليوم قد تغلب عناصرك على الأشرار و طرحوهم أرضاً |
bildiğim tek şey Tayvan'da üretildiği. | Open Subtitles | أعلم شيئاً واحداً بخصوصها... . مصنوعة في تايوان |
Şu anda bildiğim tek şey ise, birkaç gün içinde... askerliğimi yapmak için orduya katılacak olmam. | Open Subtitles | شيء واحد أعرفه على وجه اليقين، أني خلال بضعة أيام، سأكون في الجيش، لأداء خدمتي العسكرية. |
bildiğim tek şey hiçbir şeyden emin değilim. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أعرفه أنني لست متأكداً عن أي شيء |
Çakmayı bildiğim tek şey bir bardak içki. | Open Subtitles | الضربة الساحقة؟ الشيء الوحيد الذي أعرفه عنه هو عند الشرب |
bildiğim tek şey iç güdülerime göre davranmak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أعرفه هو أن أذهب مع غرائزي |
bildiğim tek şey bir gece onu yalnız bıraktım ve o intihara kalkıştı. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أني تركتها ليلة واحدة وفي هذه الليلة حاولت الانتحار |
bildiğim tek şey şimdilik bu adada saplanıp kaldığımız. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو حتى هذه اللحظة, اننا محبوسون على هذه الجزيرة |
Ama bildiğim tek şey var o da telefon kayıtlarına bakmamız gerektiği. | Open Subtitles | أنا لا أمتلك كل الأجوبة. كل ما أعرفه هو أن علينا رؤية تلك السجلات الهاتفية. |
bildiğim tek şey, Maharashtra'nın bu enerji santraline ihtiyacı olduğu. | Open Subtitles | كل ما اعرفه ان ماهراشترا تحتاج مشروع الطاقه هذا |
bildiğim tek şey bu başladığından beri birbirimizden uzaklaşıyoruz ve ilk kez bana doğru bir adım attı. | Open Subtitles | كل ما اعرفه اننا نبتعد عن بعضنا منذ انفصالنا وهذه هي المرة الأولى التي يخطو خطوة باتجاهي |
O evde olanlarla ilgili bildiğim tek şey kız arkadaşım öldürüldü ve ben ömrümün sonuna kadar burada kalacağım. | Open Subtitles | كل ما أعلمه عن ما جرى في ذلك المنزل أن خليلتي قُتِلت و ها أنا هنا محكوم علي بالمؤبد |
bildiğim tek şey, küçük bir burun oynatma ile... | Open Subtitles | كل ما أعرف أنه بحركة واحدة فقط |
Ama bildiğim tek şey, seni seviyorum | Open Subtitles | ولكني أعلم شيئاً واحداً , بأني أحبكِ |
bildiğim tek şey,herşeyin değişiyor olduğu. | Open Subtitles | كلّ ما أعرفه أنّ كلّ شيءٍ يتغيّر. |
bildiğim tek şey, her gün normal yaşama yaklaştığımızdır. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أن كُل يوم نصبح أقرب للوصول إلى الطبيعة |
bildiğim tek şey, uyumadığımda güvendeyim. Eğer uyursam, ölürüm. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنني بأمان عند الإستيقاظ، وإذا نِمت فإنني ميتة |
Ama, hâlâ hayattayım. bildiğim tek şey bu. | Open Subtitles | . مازلتُ حيّاً ، وهذا كل ما أعرفهُ |
bildiğim tek şey karımla seviştiğin ve onun öldüğü. | Open Subtitles | ما اعرفه انك كنت تضاجع زوجتي و اعرف انها ميتة |
bildiğim tek şey ... en kısa sürede burdan gitmeniz ... gerektiğdir.Biz buralarda yabancılardan hiç hoşlanmayız... özelliklede sizin gibi Çok meraklı insanlardan. | Open Subtitles | اعتقدنا بأنك تعرفه إن الشيء الوحيد الذي أعرف هو أنك يجب أن تأخذ عملك الى خارج البلدة |
bildiğim tek şey şampiyonun knock-out olduğu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المختلف هو أن البطولة سُحبت منه |
Yapmayı bildiğim tek şey varsa o da hayallerin için sana yardım etmektir. | Open Subtitles | ان كان هناك شيء واحد أعرف كيف أفعله هو أن أساعدك في تحقيق أحلامك |