Hepimiz bu iki çocuk arasında ne olduğunu bildiğimizi sanıyoruz ama bilmiyoruz. | Open Subtitles | نعتقد جميعا أننا نعلم هؤلاء الأولاد ما يدور معهم، ولكن لسنا كذلك |
Maalesef, bildiğimizi düşünmeye yatkınız. | TED | ولسوء الحظ، نحن مثبتون باعتقادنا أننا نعلم. |
Bir şeyin nasıl çalıştığını bildiğimizi düşünüyoruz. Bu yüzden nasıl çalışabileceğini hayal edemiyoruz. | TED | نفكر اننا نعلم كيف تعمل الاشياء، لذلك لا نستطيع التخيل كيف يمكن ان تعمل. |
Tıpkı bildiğimizi sandığımız kozmos gibi bu da gizemlerle doluydu. | Open Subtitles | و تماماً كالكون الذي ظننا بأننا نعرفه كان مليئاً بالغموض. |
Batı'da çoğumuzun bildiği bir hikaye, ya da bildiğimizi sanıyoruz. | Open Subtitles | إنَّها قِصة يعرفها غالبيتنا في الغرب .أو نظنُ أننا نعرفها |
Ve bu yüzden, sadece büyük veriye güvenmek bir şeyleri kaçırma ihtimalini artırarak zaten her şeyi bildiğimizi düşündürerek bizi yanıltır. | TED | لذلك الاعتماد على البيانات الضخمة وحدها يزيد فرصة إغفال شيء ما، في الوقت الذي يتهيأ لنا أننا نعرف بالفعل كل شيء. |
Ebeveynliğin ne olması gerektiğini bildiğimizi sanmıyorum. | TED | بدقة، لا أظن أننا نعلم ما يجب أن تكون عليه الأبوة. |
Anne sütünü inceleyen makalelerin sayısına odaklandığımızda, kahve, şarap ve domates hakkında çok daha fazla şey bildiğimizi görüyoruz. | TED | وعندما ندقق النظر في عدد المقالات التي تبحث فقط في حليب الأم، نجد أننا نعلم أكثر بكثير عن القهوة والنبيذ والطماطم. |
Olmayacağını bildiğimizi açıkça göstermek mi istiyoruz? | Open Subtitles | أتريد أن تجعل الأمور واضحه نحن نعلم أنه لن يكون هناك ؟ |
- Kim olduğunu bildiğimizi ona söylesek mi? | Open Subtitles | هل تعتقدين بأنه ينبغي علينا إخبارها بأننا نعلم من هي ؟ |
Eğer Sloan'a gidip soruşturma kuruluna Haldeman'ın adını verdiğini bildiğimizi söylersek... | Open Subtitles | إذا استطعنا أن نقابل سلون و أخبرناه أننا نعلم أنه أدلى باسم هالدمان في شهادته أمام المحكمة العليا. |
Müşterek dostumuza bu evin taşlarını dikkatlice saydığımızı ve hâlâ hangilerinin bize ait olduğunu bildiğimizi söyleyin. | Open Subtitles | .. أخبري صديقتنا المشتركة .. أننا أحصينا الأحجار بحرص في هذا المنزل وأننا نعلم أيهم التي لا زالت ملكنا |
Bayan dostumuza onda kalan mutluluğu hâlâ koruduğunu ve kitapta çok az bir yaprak kaldığını bildiğimizi söyleyin. | Open Subtitles | .. أخبري صديقتنا .. أنه حافظ على كمية المتعة الواجبة عليه وأننا نعلم أنه تبقت صفحات قليلة في الكتاب |
Hiçbir şey. Ama bizim bildiğimizi bilmeleri bile içimi rahatlatacak. | Open Subtitles | لا شيء، ولكنه سيجعلني أشر بأني أفضل عندما يعلمون بأنا نعلم |
Ama şimdi, konuşmaya hazırlanırken, ne kadar az şey bildiğimizi anlıyoruz. | TED | لكن الان ونحن نتجهز للحديث, نفهم مدى قلة ما نعرفه |
Şimdi ise sokaklara çıktılar ve bizler demokratik devrimi saygı ile selamlıyoruz, ve ne kadar az şey bildiğimizi anlıyoruz. | TED | الان وهم يسيطرون على الشارع ونشاهد ثورة ديموقراطية اكتشفنا كم هو قليل ما نعرفه |
Bu örnekle başladım, çünkü bu doğa hakkında ne kadar az şey bildiğimizi gösteriyor. | TED | طرحت هذا المثال في البداية، لأنه يؤكد مدى قلة ما نعرفه عن الطبيعة. |
Beyinle ilgili ne kadar çok şey bildiğimizi hayal bile edemezsiniz. | TED | لا يمكنكم تخيل كم التفاصيل التي نعرفها عن الأدمغة. |
Tahminimce Higgins seni bizi gözetlemen için gönderdiğini bildiğimizi öğrendi. | Open Subtitles | تخميني هو يعرف هيغنز أننا نعرف أنه أرسلت للتجسس علينا. |
Neler olduğunu bildiğimizi, rol yapmasına gerek kalmadığını söyleriz. | Open Subtitles | نحن سَنُخبرُه نَعْرفُ ماذا يجري وهو لَيْسَ مِنْ واجِبهِ أَنْ يَدّعي أكثر. |
Olmaz çünkü bizim bildiğimizi bilecek ve sonra dişlerini gıcırdatmaya başlayacak. | Open Subtitles | لا , لأنها عندهاً ستعرف بأننا نعرف بأنها تدغدغ بها أسنانها |
Bütün bunları nasıl bildiğimizi sorabilirsiniz. | Open Subtitles | لعلّكم تتساءلون عن كيفية معرفتنا بكل بذلك |
Bu da bize bildiğimizi sandığımız şeylerden biri hakkında birşeyler söylüyor. | TED | ولكنها أيضاً تخبرنا شيئاً عن أحد هذه الأشياء التي نعتقد أننا نعرفها |
Jenny yi bulmaya gidip ona burada kaldığını bildiğimizi... söylemeye. | Open Subtitles | علي ان اجد جيني واخبرها اننا نعرف انها كانت هـنا |