Hayır, bu bir kandırmaca olabilir. Orada olmama ihtimalleri bile var. | Open Subtitles | .لا. ربما يكون هذا تضليل هم ربما لا يكونون هناك حتى |
Çevresel gruplar, tarihsel dernekler. Radikal, doğa koruyucu bir grup bile var. | Open Subtitles | الجماعات البيئية، المجتمعات التاريخيّة، هناك حتى مجموعة صيانة المباني الأصليّة |
Her birinde bilgisayar bile var. Hatta ses geçirmez duvarları var. | Open Subtitles | لديهم حتى جهاز كمبيوتر لكل منهم وحتى عندهم جدران ضد الصوت |
Nazar değmesini istemiyorum ama Tony adaylığıyla ilgili dedikodular bile var. | Open Subtitles | الإطراء عبر الحدود ولا أريد أن أنحس ذلك ولكن هنالك حتى إشاعات لترشيح للتوني |
Bir ahit sandığını sular altına gömmediğimizden emin olmak için ki bu büyük talihsizlik olurdu bir arkeoloji ekibimiz bile var. | Open Subtitles | لدينا حتى فريق من علماء الآثار نتحقق اننا لسنا على وشك الغرق بسفينة الاتفاقيه, الذي يبدو لسوء الحظ, كما تعلمين. |
Ben amına koyayım. Üniformam bile var. | Open Subtitles | أنا اللعينه, انا حتى لدي الزي الرسمي وكل شيء |
Eğer yardıma ihtiyacı olduğunu düşünürsek diye gizli bir işaretimiz bile var. | Open Subtitles | حتى أن لدينا إشارة يدية في حال أننا ظننا أنها تحتاج لمساعدة |
Bankanın içinden çekilmiş keşif fotoğrafları bile var. | Open Subtitles | حتى أنّ لديهم صور مسحٍ جويّة لداخل المصرف. |
Kullanabileceğin bir yay bile var. Benim eski yay. | Open Subtitles | هناك حتى قوس بوسعكِ استخدامه لقد كان قوسي القديم |
Kullanabileceğin bir yay bile var. Benim eski yay. | Open Subtitles | هناك حتى قوس بوسعكِ استخدامه لقد كان قوسي القديم |
Kullanabileceğin bir yay bile var. Benim eski yay. | Open Subtitles | هناك حتى قوس بوسعك استخدامه، لقد كان قوسي القديم |
Yakında telefon bile var, seni ararız. | Open Subtitles | لا - هناك حتى هاتف في البيت المجاور. نحن سنتصل بك |
Thomas Jefferson'a ait olan bir şişe chateau d'yquem* bile var. | Open Subtitles | أنهم لديهم حتى قنينة "من قلعة "ديكوم" وتعود إلى "طوسام جيفيرسون |
Potansiyel paranormalleri belirlemek için kendi algoritmaları bile var. | Open Subtitles | لديهم حتى طريقتهم الخاصة في تحديد هويات الأنشطة الخارقة |
Adamların vestiyer görevlisi bile var. | Open Subtitles | شُكرا لك يا سيدي. لديهم حتى رجُل يتحقق من المعاطِف. |
Ayrıca evlatlık çocuklara bedava olan bir yaz kampı bile var. | Open Subtitles | هنالك حتى مخيم صيفي مجاني لأطفال الرعاية |
İnsanlara vermek istediğimiz bir tedavimiz bile var. | Open Subtitles | لدينا حتى هذا العلاج .الذي نريد منحه للناس |
Kek kaçırmak için Judith Leiber marka bir kek çantam bile var. | Open Subtitles | انا حتى لدي شنطة مزينة على شكل كب كيك |
İleri bir medikal teknolojimiz var, ileri bir savunma teknolojimiz var, bilimsel teknolojimiz var, hatta ileri bir sanat teknolojimiz bile var. | TED | نملك تقنية طبية متقدمة وتقنية دفاعية وتقنية علمية حتى أن لدينا تقنية حديثة للفنون |
Her şey burada, en sevdiği restoranlar, her gün yaptıkları; karısının ölüm ilanı bile var. | Open Subtitles | كلّ شيءٍ هناك... مطاعمه المُفضلة، روتينه، حتى أنّ لديهم نعي زوجته. |
Koşmak, zıplamak, göz teması, gülmek hatta ağlamak bile var. | Open Subtitles | أعني هناك ركض و قفز و تواصل بالعين ضحك و حتى بكاء |
Elimizde kanıt bile var. | Open Subtitles | كان لدينا الكثير بما فيها الدليل |
Bıçak yaralanmasından kaynaklı çok sayıda yara izi var. Hatta kurşun sıyrığı bile var. | Open Subtitles | لديه ندوب عديدة من جروح سكين حتى أن لديه خدوش رصاصات. |
Anti-paparazzi tentesi bile var. | Open Subtitles | حتى أن لديهم غطاءاَ جوياَ لمكافحة المصورين |
Üzgünüm gene geciktim. - İşte. Balkonu bile var. | Open Subtitles | آسف، لقد تأخرت مجدداً ها هو، حتى أن معه شرفة |