Gerektiğinde susmayı bilecek kadar zekiyim. Ve şu anda susuyorum. | Open Subtitles | أنا ذكية بما يكفي لأعرف متى أغلق فمي، وسأغلقه الآن. |
Onu, evine dinleme cihazı koyduğunu bilecek kadar iyi tanıyorum. | Open Subtitles | أعرفها جيداً بما يكفي لمعرفة بأنك كنت تتصنت على منزلها |
Claire, o soruyu sana cevaplamam gerekmediğini bilecek kadar yanında çok zaman geçirdim. | Open Subtitles | كلير, لقد امضيت معك وقت طويل كفاية لأعرف بأنه لا داعي لأجابة ذلك السؤال |
Sydney, sistemin işlediğini bilecek kadar uzun süredir bu işi yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل هذا بما فيه الكفاية لمعرفة أعمال نظامنا. |
Benim cezadan çok rehabilitasyona ilgi duyduğumu bilecek kadar uzun zamandır buradasın. | Open Subtitles | أنت هنا منذ مدة كافية لتعرف أنني أهتم بالإصلاح أكثر من العقاب |
Ama uzay mekiğini bunaklarla dolduramam ve bunu bilecek kadar profesyonel olmalısın. | Open Subtitles | ولكني لا استطيع أن أملاً مكوك فضائي بالعجزة لابد أنك محترف كفاية لتعلم هذا |
Gizli Servis korumasına ihtiyacı olmadığını bilecek kadar uzun süredir. | Open Subtitles | فترة طويلة كافية لأعرف أنّه لا يحتاج لحماية الخدمة السريّة. |
Başkasının boş hayali için kendi hayatımı riske attığımı bilecek kadar vizyonum var. | Open Subtitles | رؤية كافية لمعرفة انه يتم التلاعب بي. للمخاطرة بحياتي لإنعاش حلم شخص آخر. |
Her lanetin bir zayıf noktası olduğunu bilecek kadar akıllıyım. | Open Subtitles | وأنا ذكيّة كفاية لأعلم أنّ لكلّ ... تعويذة ثغرة، وحسنٌ |
Polisten kaçmamak gerektiğini bilecek kadar büyük bir yaş bu. | Open Subtitles | ألست كبيراً كفاية لتعرف بأنك لا يجب أن تهرب من الشرطة |
Bilmiyorum ama güvenlik şemasını bulduysa bizim de bulabileceğimizi bilecek kadar zeki biri aynı zamanda. | Open Subtitles | لا أعلم, لكن إن تمكن جانسن من وضع يديه على تلك ,المخططات الأمنية هذا الرجل ذكي كفاية ليعلم أننا نستطيع, أيضاً. |
İyi tavsiyeye değer veririm ve neyi bilmediğimi bilecek kadar zekiyim. | Open Subtitles | أقدر الإستشارة الجيدة، وأنا ذكية بما يكفي لأعرف ما لا أعرفه |
Ne yapabileceğini ve ne yapamayacağını bilecek kadar uzun o kürsüde durdum. | Open Subtitles | لقد كنت على منصة القضاء طويلا بما يكفي لأعرف ما يمكنك وما لا يمكنك القيام به |
Benimle konuşmak zorunda olmadığını bilecek kadar zeki biri mi? | Open Subtitles | هل هو ذكي بما يكفي لمعرفة أنه غير مضطر للحديث ؟ |
Ne yapacağımı bilecek kadar yaşlıyım. | Open Subtitles | حسنا، أنا كبيرة بما يكفي لمعرفة ما يجب فعله |
Bunun bir tesadüf olmayacağını bilecek kadar akıllıyım. | Open Subtitles | و نحن نعرف أن كل هؤلاء لديهم أتصال معكِ أنا فطن كفاية لأعرف أن هذه ليست صدفة |
Ben de bir şeye çare bulamayabilirim ama amacı olan bir kadının yoluna çıkmamam gerektiğini bilecek kadar akıllıyım. | Open Subtitles | حسناً، ربّما لن أكون قادر على شفاء أي شيء أيضا، لكني ذكي كفاية لأعرف... عدم الوقوف أبداً في وجه إمرأة في مهمة. |
Artık kuralları bilecek kadar büyüdün. | Open Subtitles | والآن أنت قديم بما فيه الكفاية لمعرفة القواعد |
Benim cezadan çok rehabilitasyona ilgi duyduğumu bilecek kadar uzun zamandır buradasın. | Open Subtitles | أنت هنا منذ مدة كافية لتعرف أنني أهتم بالإصلاح أكثر من العقاب |
Böyle bir şeyin asla olmayacağını bilecek kadar zekisin. | Open Subtitles | انت ذكى بما فية كفاية لتعلم ان ذلك لن يحدث ابدا. |
Nasıl biteceğini bilecek kadar çok yazdım o sahneyi. | Open Subtitles | لقد كتبتُ هذا المشهد مرّات كافية لأعرف كيف سينتهي. |
Dünya'da gökyüzü nasıl görünür bilecek kadar uzun yaşamışım. | TED | لقد عشتُ في الأرض فترة كافية لمعرفة شكل السماء. |
Gerçeği bilecek kadar büyüğüm ben artık anne. | Open Subtitles | إنّي كبيرة كفاية لأعلم الحقيقة يا أمي. |
Ne söylerseniz söyleyin, aradaki farkı bilecek kadar yaşamayacak. | Open Subtitles | ايا كان ما ستخبريها فلن تعيش كفاية لتعرف الفرق |
Bu adamlar dikkatli, yanlış bir alarm olduğunu bilecek kadar zekidirler. | Open Subtitles | هذا الرجل حريص وذكي كفاية ليعلم بالإنذار المُزيف |
Ama lütfen bana bunun bir hata olduğunu bilecek kadar zeki olduğunu söyle. | Open Subtitles | لكن رجاءا، قلْ لي أنك ذكي كفاية لتدرك أن هذا كان خطأً |
Bunun ne alakası var? Akılcı bir insan olduğunu bilecek kadar seninle çalıştım. | Open Subtitles | لقد عملتُ معك كفايةً لأعرف أنّك صاحب منطق |
Seni konuşturmak için her şeyi söyleyebileceklerini bilecek kadar zekisin. | Open Subtitles | . انت ذكية بما فيه الكفاية لتدركي انهم سيقولون اي شي لدفعك للتحدث |
Ama bunun bir anlama gelmediğini bilecek kadar yaşlıyım. | Open Subtitles | نعم لكن أنا كبير بما يكفي لأعلم أن هذا ليس كل شيء (الانجذاب |