ويكيبيديا

    "bilerek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • عمداً
        
    • قصد
        
    • عمد
        
    • عمدا
        
    • عمدًا
        
    • متعمداً
        
    • تعمدت
        
    • بمعرفة
        
    • متعمدا
        
    • لغرض
        
    • متعمدة
        
    • بتعمد
        
    • متعمد
        
    • تعمد
        
    • تتعمد
        
    Çünkü aynı fikirde değilsen, bizi bilerek yanlış yönlendiriyorsun demektir. Open Subtitles بسبب إذا لم تكوني كذلك , فأنت تقومين عمداً بتضليلنا
    O zaman anladım ki, babam, annemin düzenlediği etkinliklerden şansına değil, bilerek kaçınıyordu. Evliliğini devam ettirebilmek için kendisini işine vermişti. Open Subtitles عرفت عندئذ أنّ غياب والدي عن بعض المناسبات مع والدتي لم يكن صدفة، بل تجنّبها عمداً انكبّ على العمل لإنجاح زواجه
    Her günkü kadınların hikayeleri Küresel ve ulusal hikayelerimizdeki bilerek ihmal edilen hikayeler. TED قصص المرأة اليومية التي قد حُذِفَت قصصها عن قصد من تاريخنا الوطني والعالمي.
    ve işte bu yakalayış, parmak izleridir çünkü bilerek veya bilmeyerek ne yaparsak yapalım, biliyorsunuz ki izler bırakıyoruz. TED و هذه التقاط الأثر لبصمة إبهام, السبب بقصد أو بدون قصد, أيا يكن ما نفعله فإننا نترك آثارنا هنا.
    Sorundan kaçınıyorsun. Beni bilerek incitmek için erkek arkadaşlarımı çaldın. Open Subtitles أنتِ تبتعدين عن الموضوع ألم تسرقي صديقي لتؤلمينني عن عمد
    Tabii, bir sonraki gün onu araman için bilerek bırakmış ta olabilir. Open Subtitles إلا إذا كانت تركتها عمدا َ لتقوم بالأتصال بها اليوم أمممممم ,أمممممم
    Ama bunu bilerek yapmadın. Bunu bilmiyordun. Open Subtitles لكنكِ لا تفعلي ذلك عمدًا أنتِ تجهلين بأمره
    Dün gece bazı laflar edildi, bunu konuştuk ve bilmeni isterim ki, bunu bilerek yapmadığını düşünüyoruz. Open Subtitles ،بعض الكلام قيل البارحة وفقط أردتك أن تعلم ،أننا راجعنا ما حدث و نتفهم أنك لم تكن متعمداً
    Yani birinin onu bilerek deli gibi gösterdiğini mi söylüyorsun? Open Subtitles هل تعتقد أنّ أحداً ما قد قد جعله عمداً مجنوناً؟
    Birileri Los Angeles Su ve Güç Dairesi güvenlik duvarını geçmek için bu bölgenin elektriğini bilerek aşırı yüklemiş. Open Subtitles محول هذه المنطقة من الشبكة حُمّل فوق طاقته عمداً عندما قام شخص بالتحايل على الجدار الناري لوزارة الطاقة والمياه
    Sanırım gidip onunla konuşayım diye bilerek yapıyor. Open Subtitles أعتقد أنه يفعلها عمداً لاساعدهُ ويتكلم معي
    O topu orda yakalamalıydı, bilerek mi yapıyor? Open Subtitles كان بإمكانه النيل من تلك الكرة لقد أخطئها عمداً
    Kendini burada tutmak için bilerek saçmalıyor olabileceğini hiç düşündün mü? Belki de. Open Subtitles هل فكرت أنك ربما تفسد الأمور عن قصد لمجرد أنك تريد البقاء هنا؟
    Hey, Geum Jan Di, bilerek yaptın bunu, değil mi? Open Subtitles ،أنت، غيوم جاندي أنت فعلت ذلك عن قصد ، صحيح؟
    bilerek mi böyle ahmak gibi davranıyorsun ahmak gibi davranmaya hakkın olduğunu göstermek için mi bilmiyorum her halükarda ahmak gibi davranıyorsun. Open Subtitles لاأعلم إن كنت تتصرف بحقارة عن قصد أو فقط لتُبين أنه من حقك أن تتصرف بحقارة في كلتا الحالتين فأنت تتصرف بحقارة
    Kimse yok mu? Az önce birini vurdum. bilerek yaptım. Open Subtitles مرحباً، أطلقت النار على شخص ما فعلت ذلك عن عمد
    Kimse yok mu? Az önce birini vurdum. bilerek yaptım. Open Subtitles مرحباً، أطلقت النار على شخص ما فعلت ذلك عن عمد
    Yani bazı simgeleri bilerek silip, bilgisayardan eksik simgeyi öngörmesini istiyoruz. TED حتى نقوم بمحو عمدا بعض الرموز ، و نطلب من الحاسوب التنبؤ بالرموز المفقودة.
    Elden ne gelir bunu bilerek yapıyor değilsin sonuçta. Open Subtitles ماذا يجب أن نفعل؟ أنتِ لا تفعلين هذا عمدًا
    bilerek bana karşı çıktın, daha kötüsü Nala'yı tehlikeye attın. Open Subtitles أنت عصيت أمري متعمداً والأفظع من ذلك أنك عرضت نالا للخطر
    Karıma ve Parti üyelerine bulaştırmak için bilerek frengi kaptım. Open Subtitles تعمدت الاصابه بالزهري بغرض نشر الوباء لزوجتي واعضاء الحزب الاخرين
    Gücün akışını ve yasalarını bilerek pek çok şeyle başa çıkabilirsiniz. Open Subtitles ,بمعرفة إنسياب القوة و قوانينها فإنك تستطيع تحمل العديد من الأشياء
    Ayrılık nedeniyle şuçluluk duyduğum için çocuklardan bilerek uzak durduğumu sanıyorsun. Open Subtitles انت تعتقدين أني أتجنب الأولاد متعمدا لأني أشعر بالذنب بسبب الأنفصال
    Ya birbirlerini buldular ya da bilerek yan yana koyuldular. Open Subtitles لا بد من إنهن عثرن على بعضهن أوجُمعنمعاً.. لغرض معين
    Cinayet silahını alıp, bilerek yaptığın yanlışlarla dolu bir not bıraktın. Open Subtitles أزلت سلاح الجريمة وتركت ملاحظة مزيفة مع أخطاء متعمدة
    Bana öyle geldi ki... sanki arabayı o ağaca bilerek sürdü. Open Subtitles بدت لي؛ على أية حال كانها وجهت السيارة بتعمد الي هذه الشجرة
    Onlara bilerek hatalı zırh vererek askerlerin hayatını asla riske atmam. Open Subtitles لم أكن لأخاطر أبداً بحياة الجنود بتزويدهم بدروع وقائية معيبة على نحو متعمد
    Muhabir: Herkes bilerek mi adim ile yuruyordu, ya da onun gibi birsey? TED الصحفي: هل تعمد الجميع المشي بخطى قصيرة، أو شيئا هكذا؟
    Eğer birinin yerine bilerek suçu kabul ediyorsanız siz de yasaları çiğniyorsunuz. Open Subtitles واذا كنت تتعمد ان تصمت حماية لشخص آخر فانت تتعدى على القانون

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد