bilginin, ilişkili olduğu gerçekliğin yüzdesine sahip olduğu bir seviyeye ulaşabilecek miyiz? | TED | هل سنصل إلى مرحلة حينما تحتوي المعلومات على نسبة حقيقه مرتبطه بها؟ |
bilginin tek gözeticisi olmak yerine, bilgiye ulaşmada öğretmen köprü görevini nasıl üstlenebilir?" | TED | بدلاً من أن يكون الوصي الوحيد للمعلومات، أن يكون ميسرا لجميع هذه المعلومات. |
Gazeteciler bilginin halka aktarılmasının temin edilmesi konusunda çok büyük öneme sahipler. | TED | إن الصحفيين مهمون جداً في التأكد من أن المعلومات تصل إلى العامة. |
Ve son olarak, bilginin en sevdiğim dokusu. | TED | وفي النهاية .. طبقة الجمال التي احب .. طبقة المعرفة |
bilginin değeri, onu kullanacağınız fırsatların sayısıyla orantılı olarak artar. | TED | كلما ارتفعت قيمة المعلومة كلما أصبحت فرصة استخدامها متاحة أكثر. |
Çok sıklıkla, gazetecilerden bilgi alıyoruz ancak o bilginin nasıl verildiğini unutuyoruz. | TED | و غالباً، نستقبل المعلومات من الصحفيين و لكننا ننسى كيف وصلت المعلومات. |
Ve bilginin içinde kaybolduğunuzda, bir bilgi haritası işinize yarayacaktır. | TED | وعندما تضيع في كمّ المعلومات، تكون خريطة المعلومات ذات فائدة. |
Japonya'dan acil bir düşmanca saldırı beklemiyoruz ancak bu bilginin de farkındasınız dolayısıyla gerekli tedbir kriterlerini harekete geçirebilirsiniz." | Open Subtitles | نحن لا نتوقع عمل عدائى ، عاجل من قِبل اليابان لكننا نؤثث هذه المعلومات لكى نأخذ الإجراءات الإحتياطية الملائمة |
Caddeleri kontrol edip, elimize daha fazla bilginin geçeceği an için hazır olacaklar. | Open Subtitles | سوف يعملون في الشوارع. سيكونون مُستعدّين للتحرك عندما تكون لدينا المزيد من المعلومات. |
O çocuk elinde insanların hayatını kurtarabilecek bilginin anahtarını tutuyor. | Open Subtitles | هذا الفتي يمتلك مُفتاح لفتح المعلومات التي قد تنقذ الأرواح. |
O bilginin, çok önemli bir kaynağımızdan çıktığından hepimiz hemfikir miyiz? | Open Subtitles | هل نحن جميعا متفقون بأن المعلومات هي مصدرنا الاكثر اهمية ؟ |
Okula bilgi edinmek için gitti çünkü bilginin var olduğu yer orasıydı. | TED | وكانت تذهب الى المدرسة لكي تحصل على المعلومات لانه حينها كانت المدارس هي المصدر الوحيد للمعلومات |
Tekrar söylüyorum, her zaman renk kullanarak ve bu bilginin normale kişisel yakınlığını göstererek. | TED | ومرة اخرى باستخدام مفهوم اللون يمكننا ان نشعر المريض بان المعلومات مخصصة وموجهة له تماما |
Bizler, bu bilginin hedefini iyi anlamak zorundayız doktor olmamalıü sigorta şirketi olmamalı, | TED | نحن نحتاج ان ننظم المعلومات لكي نصل الى الهدف ان نوصل المعلومات لا للاطباء ..ولا لشركات التأمين |
Fakat bilginin çevrimiçi dolaşımında bir kayma var. ve bu gözle görünmüyor. | TED | لكن حصلت هذه النقلة في كيفية تدفق المعلومات على الانترنت، وهي غير مرئية. |
Tıbbi bilginin her iki ya da üç yılda ikiye katlandığı hastane sisteminde onu yakalayamıyoruz. | TED | في نظام المستشفى حيث المعرفة الطبية مضاعفة كل سنتين او ثلاثة, لا نستطيع مواكبتها. |
konuşmaya bağladı. Çünkü basit bir soru ona insanlığın bilgi sınırlarına taşıyabilirdi ve o, bilginin sınırında olmak istiyordu. Ve oldu da. | TED | والتي مكنته من فهم أن أبسط الأسئلة قد تدفعك إلى حدود المعرفة الإنسانية، وهناك كان يود أن يلعب. وقد فعل. |
Bizim zamanımızda, dijitalleşme var. bilginin fiziksel kütlesini soyup çıkarıyor, bu yüzden şimdi bilgiyi kopyalamanın ve paylaşmanın maliyeti neredeyse sıfıra yakın. | TED | لدينا في أيامنا هذه الثورة الرقمية التى جردت كل شئ من الغموض .. فأصبح الحصول على المعلومة لا يكاد يكلف شيئاً الآن. |
Peki verdiğin bilginin şarabın kadar kötü olmadığını nerden bileceğim? | Open Subtitles | كيف لي أن أعرف أن معلوماتك ليست سيئة بقدر نبيذك |
Edindiğin bilginin bir kısmı saklamayı başarmışsın. | Open Subtitles | لقد تمكنتى من إستعاده بعض المعرفه التى إكتسبتيها |
Öğrenciler çeşitli unsurlarla doldurulması gereken boş tenekeler gibi değil de bilginin eşyaratıcıları olarak görülmeliler. | TED | لا يجب النظر إلى الطلاب كأوعية فارغة لتملأ بالحقائق بل كمنتجين للمعرفة. |
Bize verebileceğiniz herhangi bir bilginin çok yardımı olacaktır. Kime yardımı olacak? | Open Subtitles | و أيّ معلومة ستمدينا بها فمن الممكن أن تكون ذا نفع عظيم |
Çok büyük para, özellikle de bu bilginin yanlış olması da söz konusu iken. | Open Subtitles | هذا اهدار كبير للمال خاصه ولو معلوماته غير صحيحه |
Çıkıp bilginin başka kaynaklarına bakabilme şansı. | Open Subtitles | فرصة الخروج والبحث عن مصادر مختلفة للمعلومة |
Eğer bilginin değeri kanıtlanabilirse özgürlüğünü vereceğim. | Open Subtitles | سوف أعطيكِ حريتكِ لو تبين أن معلوماتكِ قيمه |